Belki yaz erken gelir / Yekta Kopan ; dizi editörü Abdullah Ezik ; düzelti Aylin Samancı Elmasdağ ; kapak resmi Can Marangoz.
Material type:
TextLanguage: Turkish Series: Can Sanat YayınlarıPublisher: Sarıyer, İstanbul : Can Sanat Yayınları, 2024Manufacturer: Zeytinburnu, İstanbul : MY Matbaacılık. Copyright date: ©2024Edition: Birinci basımDescription: 167 pages ; 22 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9789750764578 (paperback)Subject(s): Turkish literature -- Short storiesLOC classification: PL248.K67 B45 2024Subject: Kitapçıdasın. Rafların arasında dolanıyorsun.
Bir kitap dikkatini çekiyor. Kapağında bir kadın var. Kumsalda. Devasa bir can simidi tutuyor. Deniz hafiften dalgalı. Kadının nereden gelip, nereye gittiğini anlayamıyorsun. Çocukluğun geliyor aklına. Çocukluk, kilidi kırık bir hatıra defteri.
Tam arka kapağa bakacakken biri giriyor kitapçıdan içeri. Dikkatin dağılıyor. Annenin anlattığı masallar, babanın kahkahası eksik fıkraları eriyip gidiyor. Çocukluğun terk ediyor seni, büyüyorsun.
Öyküler, kısa öyküler, masallar diyor arka kapak yazısında. “Keşke roman olsaydı,” diye düşünüyorsun bir an. Sonra hayatın öykülerin toplamı olduğunu hatırlıyorsun. Hayat dediğin, bütün o harflerin, hecelerin, sözcüklerin buluşmasını beklemek.
Hayat dediğin, bitmeyen bir bekleyiş.
Yazarın adı siliniyor kapaktan. Kendi adını görüyorsun orada, bütün o öyküler senin artık. Kitap sadece senin duyacağın bir melodiyle şarkısını söylemeye başlıyor:
Ben bir öykü kitabıyım.
İçten bir tebessümle okurunu bekleyen. https://www.canyayinlari.com/belki-yaz-erken-gelir-9789750764578?seq=VKae-VCMRdSTyzy_HrLN7w&seqtxt=belki%20yaz%20erken%20gelir
| Item type | Current library | Shelving location | Call number | Status | Date due | Barcode |
|---|---|---|---|---|---|---|
| Books | MEF Üniversitesi Kütüphanesi | Genel Koleksiyon | PL 248 .K67 B45 2024 (Browse shelf (Opens below)) | Available | 0025185 |
Kitapçıdasın. Rafların arasında dolanıyorsun.
Bir kitap dikkatini çekiyor. Kapağında bir kadın var. Kumsalda. Devasa bir can simidi tutuyor. Deniz hafiften dalgalı. Kadının nereden gelip, nereye gittiğini anlayamıyorsun. Çocukluğun geliyor aklına. Çocukluk, kilidi kırık bir hatıra defteri.
Tam arka kapağa bakacakken biri giriyor kitapçıdan içeri. Dikkatin dağılıyor. Annenin anlattığı masallar, babanın kahkahası eksik fıkraları eriyip gidiyor. Çocukluğun terk ediyor seni, büyüyorsun.
Öyküler, kısa öyküler, masallar diyor arka kapak yazısında. “Keşke roman olsaydı,” diye düşünüyorsun bir an. Sonra hayatın öykülerin toplamı olduğunu hatırlıyorsun. Hayat dediğin, bütün o harflerin, hecelerin, sözcüklerin buluşmasını beklemek.
Hayat dediğin, bitmeyen bir bekleyiş.
Yazarın adı siliniyor kapaktan. Kendi adını görüyorsun orada, bütün o öyküler senin artık. Kitap sadece senin duyacağın bir melodiyle şarkısını söylemeye başlıyor:
Ben bir öykü kitabıyım.
İçten bir tebessümle okurunu bekleyen.