Ruhun şehveti : ürperişler kitabı / Osman Serhat Erkekli ; kapak tasarımı Dursun şahin.

By: Erkekli, Osman Serhat, 1955- [author.]Contributor(s): Şahin, Dursun [cover designer.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Series: C Yayınları | C Yayınları ; 7. | C Yayınları ; 6. | C Yayınları ; 4.Publisher: İstanbul : C Yayınları, 2003Description: 157 pages ; 22 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeSubject(s): Turkish poetry | Turkish literatureLOC classification: PL248.E754 R84 2003Subject: Sen göğe acırsın, yıldızlara acırsın; ne gök acır sana ne yıldızlar... Tanrı bile acımaz belki, senin gibi birine. Diyorsun ki: Biz kuşları seyrediyoruz; kuşlar da bizi seyrediyor... Öyleyse yıldızları seyreden birini yıldızlar da seyrediyor demektir. Belki de haklısın; belki de yalnız değiliz. Sen bazı günlerin sonsuz olduğuna inanıyorsun; bazı mevsimlerin sonsuz olduğuna... Öyleyse bazı hayatların sonsuz olduğuna da inanmak gerekir. Ruhum seninle biz iki şimşek gibi birleşeceğiz. Ne kişilik bölünmesi kalacak ne ikizler savaşı. Ölümsüz varlığımız bir yıldırım gibi düşecek geride kalanların hayatlarına. Ruhum seninle arama giren kadınları sildim. Kadınlar ki ya ruhumu sevdiler ya gövdemi. Aslında her kadın bende kendini sevdi yalnızca. Şeytan seslense kadın duyardı erkekten önce ve erkek cezasını çekerdi hep geç duymanın. Ruhum, ben bir boyunduruğum senin için; ama sen bir özgürlüksün bana. Tatmadığım bir özgürlük. Bunu dünyalı biri olarak geç farkettiğim için bağışla beni. Öldüğümde, evet, bir kül bulacaklar benden. Ama senin alevini nasılsa farkeden biri olacak. Şiirlerimi o alevin ışığında okuyacak. Ve birgün mum sönecek. Gölge çekecek ayağını evrenden; karanlığın ruhu ışığın gövdesini yiyecek. Ve ben anımsayacağım, gövdemin cehennemim, ruhumunsa cennetim olduğunu. Anımsayacağım bir sırat köprüsünde geçtiğini hayatımın. Sapını ısırdığımız bu gül solacak. Ve "nereye süpüreceğim," diye soracak bu gülü bu kendinden bahçeyi yokluğun bahçevanı, Hafız'ın kabrinde gül açmayacak her gün yeniden. Ne de varlık denen bir bahçe kalacak. Zaten biz bülbülü çoktan öldürmedik mi... Her gece bir baykuş ötüyor karşı bahçede. Yavruları doğuyor bahçeyi orman sanarak. Aşkı bir şey sanarak, altını bir şey sanarak, ömrü bir şey sanarak. Ve Sanat ve Bilim ve Yanlış İnanç kendilerini bir şey sanarak... https://www.oktayaras.com/ruhun-sehveti-urperisler-kitabi/tr/41853
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon PL 248 .E754 R84 2003 (Browse shelf (Opens below)) Available 0007783

Sen göğe acırsın, yıldızlara acırsın; ne gök acır sana ne yıldızlar... Tanrı bile acımaz belki, senin gibi birine. Diyorsun ki: Biz kuşları seyrediyoruz; kuşlar da bizi seyrediyor... Öyleyse yıldızları seyreden birini yıldızlar da seyrediyor demektir. Belki de haklısın; belki de yalnız değiliz. Sen bazı günlerin sonsuz olduğuna inanıyorsun; bazı mevsimlerin sonsuz olduğuna... Öyleyse bazı hayatların sonsuz olduğuna da inanmak gerekir. Ruhum seninle biz iki şimşek gibi birleşeceğiz. Ne kişilik bölünmesi kalacak ne ikizler savaşı. Ölümsüz varlığımız bir yıldırım gibi düşecek geride kalanların hayatlarına. Ruhum seninle arama giren kadınları sildim. Kadınlar ki ya ruhumu sevdiler ya gövdemi. Aslında her kadın bende kendini sevdi yalnızca. Şeytan seslense kadın duyardı erkekten önce ve erkek cezasını çekerdi hep geç duymanın. Ruhum, ben bir boyunduruğum senin için; ama sen bir özgürlüksün bana. Tatmadığım bir özgürlük. Bunu dünyalı biri olarak geç farkettiğim için bağışla beni. Öldüğümde, evet, bir kül bulacaklar benden. Ama senin alevini nasılsa farkeden biri olacak. Şiirlerimi o alevin ışığında okuyacak. Ve birgün mum sönecek. Gölge çekecek ayağını evrenden; karanlığın ruhu ışığın gövdesini yiyecek. Ve ben anımsayacağım, gövdemin cehennemim, ruhumunsa cennetim olduğunu. Anımsayacağım bir sırat köprüsünde geçtiğini hayatımın. Sapını ısırdığımız bu gül solacak. Ve "nereye süpüreceğim," diye soracak bu gülü bu kendinden bahçeyi yokluğun bahçevanı, Hafız'ın kabrinde gül açmayacak her gün yeniden. Ne de varlık denen bir bahçe kalacak. Zaten biz bülbülü çoktan öldürmedik mi... Her gece bir baykuş ötüyor karşı bahçede. Yavruları doğuyor bahçeyi orman sanarak. Aşkı bir şey sanarak, altını bir şey sanarak, ömrü bir şey sanarak. Ve Sanat ve Bilim ve Yanlış İnanç kendilerini bir şey sanarak...

https://www.oktayaras.com/ruhun-sehveti-urperisler-kitabi/tr/41853