Viking efsaneleri / Jennie Hall ; çeviren Nisan Benzergil.

By: Hall, Jennie, 1875-1921 [author.]Contributor(s): Benzergil, Nisan [translator.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Original language: English Series: Atlantis Yayınevi | Atlantis Yayınevi yayın no ; 291. | Atlantis YayıneviMitoloji/tarih dizisi ; 44.İzmir : Atlantis Yayınevi, 2016©2012 Description: 144 pages : illustrations, 20 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9786054473526 (paperback)Uniform titles: Viking tales. Turkish Subject(s): Vikings | Northmen | Sagas -- Adaptations | Vikings -- Folklore | Short storiesLOC classification: DL65 .H3519 2016Summary: İzlanda, soğuk denizin kuzeyinde küçük bir ülkedir. İnsanlar bin yıl önce bu küçük ülkeyi keşfettiler ve orada yaşamaya başladılar. Sıcak aylarda balık tutar, balık yağı çıkarır, deniz kuşlarını avlar, tüy toplar, koyunlarını güder ve ot kuruturlardı. Ama kışlar uzun, karanlık ve çok soğuk geçerdi. Erkekler, kadınlar ve çocuklar evlerinden dışarıya çıkmaz, yün eğirir örğü örerlerdi. Tüm aile, odanın ortasındaki ateşin etrafında saatlerce otururdu. Çocuklar yerde ateşin yanında, anne babaları ise uzun dar bir koltukta otururlardı. Herkesin elinde mutlaka yün olurdu. El işi yapan insanlar, bir yandan da düşünür veya konuşurlardı. Ne mi konuşurlardı? Yazın tuttukları balıkları, avladıkları bir tilkiyi, Norveç'e yaptıkları yolculuğu. Ancak bir zaman sonra bu konuşmalardan sıkılırlar efsane anlatmaya başlarlardı.
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Notes Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon DL 65 .H3519 2016 (Browse shelf (Opens below)) Available Bağışlayan: İlya Yayınevi 0009613

İzlanda, soğuk denizin kuzeyinde küçük bir ülkedir. İnsanlar bin yıl önce bu küçük ülkeyi keşfettiler ve orada yaşamaya başladılar. Sıcak aylarda balık tutar, balık yağı çıkarır, deniz kuşlarını avlar, tüy toplar, koyunlarını güder ve ot kuruturlardı. Ama kışlar uzun, karanlık ve çok soğuk geçerdi. Erkekler, kadınlar ve çocuklar evlerinden dışarıya çıkmaz, yün eğirir örğü örerlerdi. Tüm aile, odanın ortasındaki ateşin etrafında saatlerce otururdu. Çocuklar yerde ateşin yanında, anne babaları ise uzun dar bir koltukta otururlardı. Herkesin elinde mutlaka yün olurdu. El işi yapan insanlar, bir yandan da düşünür veya konuşurlardı. Ne mi konuşurlardı? Yazın tuttukları balıkları, avladıkları bir tilkiyi, Norveç'e yaptıkları yolculuğu. Ancak bir zaman sonra bu konuşmalardan sıkılırlar efsane anlatmaya başlarlardı.