Hüzne veda: anılar/ Hilmi Çelik; yayına hazırlayan Muhittin Salih Eren.

By: Çelik, Hilmi, 1943-2016 [author.]Contributor(s): Eren, Muhittin Salih [editor.]Material type: TextTextLanguage: Turkish İstanbul: Eren Yayıncılık, 2008Description: 346 pages ; 20 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9789756372425 (papaerback)Subject(s): Turkish fiction | Turkish literature | Authors, TurkishLOC classification: PL248.Ç454 H89 2008Summary: İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde, yaşamın sunduğu olanaklardan yaşayanlara eşit pay düşmemiş. Bugün de düşmemekte ve kesin olarak yarın da düşmeyecek. Yüzyıllardır, toplumsal iletilerde bu böyle gitmez dense de, bu hep böyle gitmiş. Nedeni, niçini, nasılı ise uzun hikaye. Sonuçta insan, bilerek ve isteyerek olmasa da, hep bir yerlerden katılıyor yaşama. Şans ya da kader denen şey, işte burada rolünü oynamaya başlıyor. Yaratılanları, insanca yaşamaya ulaştıran yollar, kimilerinin tam evinin önünden geçiyor, kimileri o yolu bulabilmek için büyük uğraşlarla dolu uzun yıllar harcıyor, kimileri ise o yolu görmeden, bilmeden göçüp gidiyor. Geriye üç ayrı çerçeveli bir resim kalıyor. O yola ulaşıp, insan gibi yaşayan ya da yaşamaya çalışanlar, o yolun varlığını bildiği halde hiçbir zaman ulaşamayanlar ve böyle bir yolun varlığından bile haberdar olamayanlar. Böylece gelir gider insanlar. Sonuç olarak herkesin yaşamıyla ilgili söyleyecekleri elbette vardır. Kimileri yazmaya üşenir ya da erteler, kimileri yazmaya değer bulmaz yaşadıklarını, kimileri de yüreğine gömer ve kendisiyle birlikte götürür biriktirdiklerini, bilinmezler ülkesine. Ne yazık ki, bütün bunları yaparken, insanın yaşadıklarıyla büyüdüğünü, toplumların da büyüttükleriyle yaşadığını düşünmezler bile.--Back cover.
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon PL 248 .Ç454 H89 2008 (Browse shelf (Opens below)) Available 0002689

İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde, yaşamın sunduğu olanaklardan yaşayanlara eşit pay düşmemiş. Bugün de düşmemekte ve kesin olarak yarın da düşmeyecek. Yüzyıllardır, toplumsal iletilerde bu böyle gitmez dense de, bu hep böyle gitmiş. Nedeni, niçini, nasılı ise uzun hikaye. Sonuçta insan, bilerek ve isteyerek olmasa da, hep bir yerlerden katılıyor yaşama. Şans ya da kader denen şey, işte burada rolünü oynamaya başlıyor. Yaratılanları, insanca yaşamaya ulaştıran yollar, kimilerinin tam evinin önünden geçiyor, kimileri o yolu bulabilmek için büyük uğraşlarla dolu uzun yıllar harcıyor, kimileri ise o yolu görmeden, bilmeden göçüp gidiyor. Geriye üç ayrı çerçeveli bir resim kalıyor. O yola ulaşıp, insan gibi yaşayan ya da yaşamaya çalışanlar, o yolun varlığını bildiği halde hiçbir zaman ulaşamayanlar ve böyle bir yolun varlığından bile haberdar olamayanlar. Böylece gelir gider insanlar. Sonuç olarak herkesin yaşamıyla ilgili söyleyecekleri elbette vardır. Kimileri yazmaya üşenir ya da erteler, kimileri yazmaya değer bulmaz yaşadıklarını, kimileri de yüreğine gömer ve kendisiyle birlikte götürür biriktirdiklerini, bilinmezler ülkesine. Ne yazık ki, bütün bunları yaparken, insanın yaşadıklarıyla büyüdüğünü, toplumların da büyüttükleriyle yaşadığını düşünmezler bile.--Back cover.