Bir dağcının güncesi : günlük (9 Temmuz-21 Ağustos 1992) / Nasuh Mahruki ; kapak tasarımı Elif Çepikkurt.
Material type:
Item type | Current library | Shelving location | Call number | Copy number | Status | Date due | Barcode |
---|---|---|---|---|---|---|---|
Books | MEF Üniversitesi Kütüphanesi | Genel Koleksiyon | GV 199.92 .M347 A3 2015 (Browse shelf (Opens below)) | Available | 0008376 | ||
Books | MEF Üniversitesi Kütüphanesi | Genel Koleksiyon | GV 199.92 .M347 A3 2015 (Browse shelf (Opens below)) | c.2 | Available | 0010958 |
Browsing MEF Üniversitesi Kütüphanesi shelves, Shelving location: Genel Koleksiyon Close shelf browser (Hides shelf browser)
No cover image available |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
GT 3930 .D64 2020 Halkın gülüşü: grotesk imge / | GV 199.92 .H67 A319 2020 Duvarda tek başına / | GV 199.92 .K87 M3319 2020 Özgürlük sanatı : Voytek Kurtyka’nın yaşamı ve tırmanışları / | GV 199.92 .M347 A3 2015 Bir dağcının güncesi : günlük (9 Temmuz-21 Ağustos 1992) / | GV 199.92 .M347 A3 2015 Bir dağcının güncesi : günlük (9 Temmuz-21 Ağustos 1992) / | GV 199.92 .M347 M34 2015 Bir hayalin peşinde : yedi zirveler batı yarıküre ve Antartika / | GV 199.92 .M347 M34 2015 Bir hayalin peşinde : yedi zirveler batı yarıküre ve Antartika / |
24 yaşındaki Nasuh Mahruki BİR DAĞCININ GÜNCESİ'nde, ilk kez 7000 metrelik bir dağa tırmanıyor, ilk kez bir kitap yazıyor, ilk kez bu kadar zorlu bir hedefin peşine düşüyor ve ilk kez iç dünyasını hem kendine hem de bizlere bu kadar açıyor. Hep merak etmişimdir, nedir bu bazı insanları dayanılmaz bir şekilde kendine çeken çağrı; kimini yollara, kimini denizlere, kimini dağlara götüren bu çağrı. Neden ve nasıl bazılarını her yerden, her şeyden kopartır da, çoğu insan tarafından hissedilmez, anlaşılmaz bile. Sanırım bazı ruhlarda bu dünyaya karşı çok büyük bir açlık var. Tutku içten geliyor, eylem yalnızca onun dışavurumu. Bazıları kendilerine mekân olarak bütün dünyayı seçmişler bayrak olarak da özgürlüğü. Yüzlerce yıldır dağlar, denizler, yollar binlerce insanı yuttu ama bu, yeni gelenleri durdurmaya yetmiyor. Tehlike, zorluklar, korku ve ölüm bazı ruhları durdurmak yerine daha da coşturuyor ve kendine çekiyor. Gılgamış'ı, Odysseus'u, Marco Polo'yu, Magellan'ı, Colomb'u, Peary'i, Amundsen'i, Hillary'i ve daha binlercesini oradan oraya savuran şey hep özgürlüğe düşkün, coşkulu ruhlarının üzerine kurulmuş keşfetme ve bilme tutkusu ve doğaya/kendine meydan okumanın dayanılmaz çekiciliğidir. Jack London'ın Buck'ını sonunda kurtların arasına çeken doğanın çağrısı, bazı insanları da dağların tepelerine, engin denizlere, dünyanın bilinmeyen köşelerine çekiyor, bedeli ne olursa olsun. Yine de, bu dünyada iz bırakan insanların çoğu, uslu uslu oturmayan, akıllı-uslu öğütleri dinlemeyen ve kendi kararlarını kendisi verip, kendi yolunu çizenler, gemilerini yakmaktan korkmayanlardır. Yaşam, büyük ve güvenli gemilerle sakin bir gezi mi, yoksa kendi teknenizle soluk soluğa bir yolculuk mu olmalı, bunun seçimi size kalmış...--Back cover.