Avuntular / Ömer Arslan ; editör Levent Cantek ; Deniz Karagül.

By: Arslan, Ömer, 1988- [author.]Contributor(s): Cantek, Levent, 1969- [editor.] | Karagül, Deniz [editor.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Series: İletişim Yayınları | İletişim Yayınları ; 2545 | İletişim YayınlarıÇağdaş Türkçe Edebiyat ; 437.İstanbul : İletişim Yayınları, 2017©2017 Edition: Birinci baskı: 2017, İstanbulDescription: 163 pages ; 19 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9789750522819 (paperback)Subject(s): Turkish fiction | Turkish literature | Authors, TurkishLOC classification: PL248.A776 A88 2017Summary: Çıplak ayaklarıma, parmaklarıma baktım. Devcileyin bir ıstakoza dönüşeceksem tam zamanıydı. Bu kez, çirkinliği görünüşünde değil, salt doğasının bir parçası olarak eylemlerinde taşıyan bir ıstakoz. Hep dipte dolaşmanın, çevresinde yüzen dünyayı ancak kıskaçlarıyla kavrayabilmenin çirkin gerçekliğine mahkûm. Odaya, yanına gidemezdim. Denizin çekilişine şahit olmamak için bir taş altına saklanır gibi koltuğuma, romanıma dönmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu. Yalnız yenilen yemekler, kuytular, bulanık camlar, parçalı bulutlu havalar. Kalabalıklardan geriye kalan sessizlikler, beton tepelerin iniltisi. Ömer Arslan, sessizce geçip giden insanları anlatıyor, her gün bir şeylerle avunan insanları... Günün yorgunluğunu. Avuntular, taze bir iç dökme öykümüze, tutsaklık parçaları, unufak.
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon PL 248 .A776 A88 2017 (Browse shelf (Opens below)) Available 0012380

Çıplak ayaklarıma, parmaklarıma baktım. Devcileyin bir ıstakoza dönüşeceksem tam zamanıydı. Bu kez, çirkinliği görünüşünde değil, salt doğasının bir parçası olarak eylemlerinde taşıyan bir ıstakoz. Hep dipte dolaşmanın, çevresinde yüzen dünyayı ancak kıskaçlarıyla kavrayabilmenin çirkin gerçekliğine mahkûm. Odaya, yanına gidemezdim. Denizin çekilişine şahit olmamak için bir taş altına saklanır gibi koltuğuma, romanıma dönmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu. Yalnız yenilen yemekler, kuytular, bulanık camlar, parçalı bulutlu havalar. Kalabalıklardan geriye kalan sessizlikler, beton tepelerin iniltisi. Ömer Arslan, sessizce geçip giden insanları anlatıyor, her gün bir şeylerle avunan insanları... Günün yorgunluğunu. Avuntular, taze bir iç dökme öykümüze, tutsaklık parçaları, unufak.