Hücre / Hubert Selby Jr. ; İngilizce'den çeviren Çağdaş Acar ; yayıma hazırlayan Gökçe Çiçek Çetin ; Kapak tasarımı Deniz Çelikoğlu.
Material type:
Item type | Current library | Shelving location | Call number | Copy number | Status | Date due | Barcode |
---|---|---|---|---|---|---|---|
Books | MEF Üniversitesi Kütüphanesi | Genel Koleksiyon | PS 3569 .E547 R6619 2012 (Browse shelf (Opens below)) | Available | 0011844 |
Browsing MEF Üniversitesi Kütüphanesi shelves, Shelving location: Genel Koleksiyon Close shelf browser (Hides shelf browser)
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
PS 3569 .A787 R54 2000 The right hand of evil / | PS 3569 .E547 D419 2013 İblis / | PS 3569 .E547 R419 2014 Bir düş için ağıt / | PS 3569 .E547 R6619 2012 Hücre / | PS 3569 .E547 W3519 2013 Bekleme dönemi / | PS 3569 .I472 G38 2017 The gate of worlds / | PS 3569 .I473 E9819 2016 Sıradışı / |
Bazen kendimi kimsesiz bir çocuk gibi hissediyorum... Evden çok uzaklarda. İkiye dört bir oda. Küçük bir pencere. Köşede bir tuvalet ve ayna. Işık, daima ışık, gözü yakan, gündüzü geceye katan. Bir hücrede tek başına bir adam; ama zihni kalabalık. Öyle kalabalık ve karışık ki ceza olsun diye kapatıldığı bu hücre, onun insanlardan, acımasız dünyadan kaçabildiği tek yer. Zaten onun tek arzusu da yalnız kalabilmek... Brooklyn'e Son Çıkış ve Bir Düş İçin Ağıt gibi kült romanların yazarı Hubert Selby Jr., bu defa sevgi ve şefkat duygularından yoksun, acımasız bir dünyanın ateşine düşmüş bir adamın zihninden geçen sadistçe, nefret fantezilerine ortak ediyor bizi. Adamın kafasının içini kemiren bu dehşet görüntüleri o kadar şiddet dolu, mide bulandırıcı ve rahatsız edici ki her sayfada en yakın pencereye koşup derin bir soluk alma hissi uyandırıyor. Düzene ayak uyduramayan, hayatın olağan akışında olağandışı şeyler hayal eden ve öyle yaşayan, derinden acı çeken bir yazarın, Amerika'nın hayal gücü en zengin yazarlarından biri olan Selby'nin sokak jargonunu şiirsel dile dönüştürme ustalığı ve gerçek manada acıya, her birimizin yüreğindeki bir yaraya dokunması itibariyle de insanı derinden sarsıyor. Bu anlamda Hücre, diyebiliriz ki acının kitabı. Birbirimizin canını ne kadar çok acıtabileceğimizi gösteriyor bize. Nedensiz yere. Sırf kötülük olsun diye. Dolayısıyla bu kitap, her ne kadar bir dava sürecini ele alıyor ve adaletin peşinde, ezilmişlerin hakkını arayan bir kahramanı, daha doğrusu bir anti-kahramanı resmediyorsa da, merhamet dileyen azap dolu bir ruhu görüyoruz biz her satırda.