Aşkın secdesi : Kerbelâ üçlemesinin son romanı / Ahmet Turgut ; editör Rifat Özçöllü.

By: Turgut, Ahmet, 1975- [author.]Contributor(s): Özçöllü, Rifat [editor.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Series: Kapı YayınlarıEdebiyat ; 381.İstanbul : Kapı Yayınları, 2013©2013 Edition: Birinci basım : Kasım 2013Description: 381 pages ; 20 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9786055107222 (paperback)Other title: Kerbelâ üçlemesinin son romanıSubject(s): Turkish fictionLOC classification: PL248.T7173 A75 2013Summary: "Sevgiliyle vuslatı göklerde arama! Bilirsen, alnını koyduğun yerdedir O..." İrfani bir anlatımla yine tarih, insan, kutsal ve edebiyat iç içe... Yüz binlerce okurun gönüllerinde taht kuran seri, üçlemenin son romanıyla Hüseynî aşkın şahitlerini Kerbelâ'daki büyük buluşmaya çağırıyor. Yanıyor ve koşuyordu Hüseyin'e doğru. Kırk günün, kırk yılın değil asırların hasret abidesiydi o. Bir yanında Dedesi vardı; Dedelerin En Güzeli... Bir yanı Kevser'di; Anneler Annesi... Nice yollardan Şehitler Sultanının başucuna değin gelmişken sonunda beli mi kırılmıştı? Hüseyin'in kabrini izlerken iki büklümdü gayrı. Kırk gündür saraylar, ordular titreten azamet dolu kadın gitmiş. Tüm hüznünü en nazlısıyla paylaşmak isteyen mahzun bir nefes gelivermişti. "Ey Babam Oğlu, dinle beni!.." diyordu: "Âhıma yol verip ağlasaydım; gökten yağmur misali yıldız inerdi. Yusuf'a zindan kuyular gözyaşlarımla dolardı. Ama mazlum gönüller titremesin diye bir dem bile ağlamadım Can Hüseyin... ...Ey Dedem Oğlu, Rahmet Evinin Gülü!.. Düldül'den inip Burak'a binen sen değil misin? Bilsem ki, sen ölüsün; billahi düşmem derdine. Neredesin gözlerin nûr vesilesi, nerede?.." Ölüdür her insan; tâ ki kendinden doğana değin...--Back cover.
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Notes Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon PL 248 .T7173 A75 2013 (Browse shelf (Opens below)) Available Bağışlayan: Bağış sahibi bilinmiyor 0006467

"Sevgiliyle vuslatı göklerde arama! Bilirsen, alnını koyduğun yerdedir O..." İrfani bir anlatımla yine tarih, insan, kutsal ve edebiyat iç içe... Yüz binlerce okurun gönüllerinde taht kuran seri, üçlemenin son romanıyla Hüseynî aşkın şahitlerini Kerbelâ'daki büyük buluşmaya çağırıyor. Yanıyor ve koşuyordu Hüseyin'e doğru. Kırk günün, kırk yılın değil asırların hasret abidesiydi o. Bir yanında Dedesi vardı; Dedelerin En Güzeli... Bir yanı Kevser'di; Anneler Annesi... Nice yollardan Şehitler Sultanının başucuna değin gelmişken sonunda beli mi kırılmıştı? Hüseyin'in kabrini izlerken iki büklümdü gayrı. Kırk gündür saraylar, ordular titreten azamet dolu kadın gitmiş. Tüm hüznünü en nazlısıyla paylaşmak isteyen mahzun bir nefes gelivermişti. "Ey Babam Oğlu, dinle beni!.." diyordu: "Âhıma yol verip ağlasaydım; gökten yağmur misali yıldız inerdi. Yusuf'a zindan kuyular gözyaşlarımla dolardı. Ama mazlum gönüller titremesin diye bir dem bile ağlamadım Can Hüseyin... ...Ey Dedem Oğlu, Rahmet Evinin Gülü!.. Düldül'den inip Burak'a binen sen değil misin? Bilsem ki, sen ölüsün; billahi düşmem derdine. Neredesin gözlerin nûr vesilesi, nerede?.." Ölüdür her insan; tâ ki kendinden doğana değin...--Back cover.