Uzun sürmüş bir günün akşamı / Bilge Karasu ; hazırlayan Doğan Yaşat.

By: Karasu, Bilge, 1930-1995 [author.]Contributor(s): Yaşat, Doğan [author.]Material type: TextTextİstanbul : Metis Yayınları, 2014 ©1991Description: 138 pages ; 20 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9789753422260 (paperback)Subject(s): Short stories, Turkish | Turkish literatureLOC classification: PL248.K37 U98 2013Awards: "1971 Sait Faik Hikaye Armağanı".Summary: Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı'nda baskı, bir dış etken, insan eliyle oluşturulduğu ne denli bilinse de bir tür kıran gibi ortaya çıkar. Bizans'ta "resim-kırıcılık" diye adlandırılan baskı dönemi başlatılırken genç keşiş Andronikos'un kendi kendine sorduğu soru şudur: Birey olarak bu baskı karşısında, benimsemediğim, ama bana zorla benimsetilmek istenen bu yeni inanç karşısında ne yapmalıyım? İnsan içerikleri, toplumdan topluma, dönemden döneme, çağdan çağa değişebiliyor. Bunların taşıdığı değerin saltık değil göreli olduğu, "Ada" ve "Tepe" öykülerinden oluşan "Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı"nda sürekli olarak altı çizilen bir düşünce. "Dutlar" ise Bizans'taki baskı ortamının çağdaş zaman dilimi içinde, iki ayrı zaman noktasında yeniden öykülenişi. "Ada" ve "Tepe"nin yazarı olarak Bilge Karasu'nun, dolaylı - dolaysız yoldan tanıklık ettiği bu yeni baskı dönemi sonunda, inanç konusunda bir karara varması, kendi öykülerini de karara bağlayışının öyküsü...
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon PL 248 .K37 U98 2013 (Browse shelf (Opens below)) Available 0001283

Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı'nda baskı, bir dış etken, insan eliyle oluşturulduğu ne denli bilinse de bir tür kıran gibi ortaya çıkar. Bizans'ta "resim-kırıcılık" diye adlandırılan baskı dönemi başlatılırken genç keşiş Andronikos'un kendi kendine sorduğu soru şudur: Birey olarak bu baskı karşısında, benimsemediğim, ama bana zorla benimsetilmek istenen bu yeni inanç karşısında ne yapmalıyım? İnsan içerikleri, toplumdan topluma, dönemden döneme, çağdan çağa değişebiliyor. Bunların taşıdığı değerin saltık değil göreli olduğu, "Ada" ve "Tepe" öykülerinden oluşan "Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı"nda sürekli olarak altı çizilen bir düşünce. "Dutlar" ise Bizans'taki baskı ortamının çağdaş zaman dilimi içinde, iki ayrı zaman noktasında yeniden öykülenişi. "Ada" ve "Tepe"nin yazarı olarak Bilge Karasu'nun, dolaylı - dolaysız yoldan tanıklık ettiği bu yeni baskı dönemi sonunda, inanç konusunda bir karara varması, kendi öykülerini de karara bağlayışının öyküsü...

"1971 Sait Faik Hikaye Armağanı".