Anlatamıyorum / Emrah Öztürk ; editör Devrim Çakır ; düzelti Adem Erkoçak ; kapak tasarımı Nahide Dikel ; sayfa tasarımı Mehmet Ulusel.

By: Öztürk, Emrah, 1986- [author.]Contributor(s): Çakır, Devrim, 1980- [editor.] | Erkoçak, Adem [redaktor.] | Dikel, Nahide [cover designer.] | Ulusel, Mehmet [book designer.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Series: Yapı Kredi Yayınları | Yapı Kredi Yayınları ; 4795. | Yapı Kredi YayınlarıEdebiyat ; 1372.©Beylikdüzü, İstanbul : Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 2017©2017 Description: 116 pages ; 21 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9789750839085 (paperback)Subject(s): Short stories, Turkish | Turkish literature | Authors, TurkishLOC classification: PL248.Ö9818 A55 2017Summary: Belirsiz olan şeyler, zihnin en büyük ağırlığıdır. Edebiyat serüvenine Limon Yağmuru ile başlayan Emrah Öztürk, Anlatamıyorum ile öykücülüğünü derinleştiriyor: "Dile kolay" gelenin akla sığmadığı, aklın aldığınınsa bir türlü dile gelemediği o tutulup kalmışlık, söz'ün hakkını veren öykülere dönüşüyor. Kişi, karşısındaki anlayacaksa konuşmalı. Yahut karşısındakinin anlayacağını konuşmalı. Bana öt dedi, öttüm. Beyhude edilen laflar, acunun dengesini bozar. Çünkü bilir misiniz ki sözün de kendi ağırlığı, iradesi vardır. Siz bir defa onu seslendirdiğinizde o kanat takıp uçar. Kimse o kanatlı sözün nereye konduğunu merak etmez. Hele konduktan sonra ne yaptığını, hiç! Oysaki dünya dönüyorsa, hava sıcaksa, meyve ıslaksa sözcükler sebebiyledir.
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon PL 248 .Ö9818 A55 2017 (Browse shelf (Opens below)) Available 0011412

Belirsiz olan şeyler, zihnin en büyük ağırlığıdır. Edebiyat serüvenine Limon Yağmuru ile başlayan Emrah Öztürk, Anlatamıyorum ile öykücülüğünü derinleştiriyor: "Dile kolay" gelenin akla sığmadığı, aklın aldığınınsa bir türlü dile gelemediği o tutulup kalmışlık, söz'ün hakkını veren öykülere dönüşüyor. Kişi, karşısındaki anlayacaksa konuşmalı. Yahut karşısındakinin anlayacağını konuşmalı. Bana öt dedi, öttüm. Beyhude edilen laflar, acunun dengesini bozar. Çünkü bilir misiniz ki sözün de kendi ağırlığı, iradesi vardır. Siz bir defa onu seslendirdiğinizde o kanat takıp uçar. Kimse o kanatlı sözün nereye konduğunu merak etmez. Hele konduktan sonra ne yaptığını, hiç! Oysaki dünya dönüyorsa, hava sıcaksa, meyve ıslaksa sözcükler sebebiyledir.