Doğu'ya yolculuk : (1849-1851) / Gustave Flaubert ; Türkçesi Yaşar Avunç ; editör Işık Ergüden, Orçun Türkay ; yayına hazaırlayan Melisa Kesmez ; kapak tasarımı Gülay Tunç.
Material type:
Item type | Current library | Shelving location | Call number | Copy number | Status | Date due | Barcode |
---|---|---|---|---|---|---|---|
Books | MEF Üniversitesi Kütüphanesi | Genel Koleksiyon | PQ 2246 .V6519 2016 (Browse shelf (Opens below)) | Available | 0010995 |
Browsing MEF Üniversitesi Kütüphanesi shelves, Shelving location: Genel Koleksiyon Close shelf browser (Hides shelf browser)
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
PQ 2246 .M2 E5 2016 Madam Bovary / | PQ 2246 .S3 E5 1977 Salammbo / | PQ 2246 .T7 T9 2019 Üç hikaye / | PQ 2246 .V6519 2016 Doğu'ya yolculuk : (1849-1851) / | PQ 2246 .V6519 2018 Doğu seyahati : (1849-1851) : Mısır - Lübnan-Filistin - Rodos - Anadolu - İstanbul - Yunanistan - İtalya = Voyage en orient : 1849-1851. Egypte, Liban-Palestine, Rhodes, Asie mineure, Constantinople, Grèce, Italie / | PQ 2254 .L819 F736 2016 Kırmızı zambak / | PQ 2285 .D413 2009 The last day of a condemned man / |
Dünya edebiyatının devlerinden Gustave Flaubert 1849-1851 tarihleri arasında, yirmi sekiz yaşında dostu Maxime Du Camp'la birlikte çıktığı Doğu yolculuğunun derin etkilerini ömrü boyunca taşıyacaktır. At sırtında, tehlikelerle dolu ıssız dağlarda ve ovalarda süren, dört buçuk ayda Nil Nehri'ni geçebildikleri bu uzun seyahat, Fransa'dan başlayıp Mısır'a, Suriye ve Filistin'den Anadolu'ya, İzmir ve İstanbul'dan Yunanistan'a ve nihayetinde de İtalya'ya dek uzanır. Flaubert'in şaşırtıcı gözlem gücünün ve derin kültürünün izlerini taşıyan bu kapsamlı seyahatname sayesinde 19. yüzyıl Doğu'sunu -ve de Türkiye'sini- Flaubert'in gözünden görmenin zevkine erişirken, dünya edebiyatının hiç tartışmasız en büyük ustalarından birinin "görme sanatı"nı ve "yazma sanatı"nı kavrayışını da eşsiz bir deneyim halinde tadarız. Gökyüzünün, dağların, ormanların, kısacası doğanın rengarenk ve ayrıntılı tabloları Flaubert'in kaleminde şehir ve köy sokaklarındaki gündelik hayatla, sıradan insanların ev yaşamıyla, genelevler ve safahat âlemleriyle, tapınakların, anıt ve heykellerin incelikli tasvirleriyle bezenirken, bir yandan da insan ruhunun derinliklerine dalan keskin bir zekanın ayrıksılığı ve melankolisi her satırda kendini hissettirir.