Bomonti'den Harbiye'ye / Hande Öğüt ; editör Rozerin Doğan ; grafik tasarım Murat İlhan ; proje yayın yönetmeni Ömer Asan.

By: Öğüt, Hande, 1970- [author.]Contributor(s): Doğan, Rozerin [editor.] | İlhan, Murat [graphic designer.] | Asan, Ömer [project director.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Series: Heyamola Yayınları | Heyamola Yayınları ; 173. | Heyamola Yayınları ; 54.Publisher: İstanbul : Heyamola Yayınları, 2010Manufacturer: Ataşehir, İstanbul : Ege Plaza. Edition: Birinci basımDescription: 165 pages : illustrations ; 20 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9786054307784 (paperback)Subject(s): Öğüt, Hande, 1970- -- Homes and haunts -- Turkey -- Istanbul | Harbiye (Istanbul, Turkey) -- Description and travelLOC classification: DR738.5.H36 Ö38 2010Subject: Bomonti, bana hazla karışık bir heyecan veren korku duygusunu her daim diri tutan bir semt oldu. Fabrikaları, atölyeleri, kiliseleri, manastırları, geceleri ıssız ara sokaklarıyla... On sekiz yılın ardından bir on yıl da Harbiyede oturmam bu yüzdendi belki. Bu semtlerin simyasına bir tedirginlik yükü, ürkütücü tozlar, titreten eriyikler karışmıştı sanki. Ürpertiyle beslenen tedirginlik, zihnimi kimi durumlara ve konum alışlara karşı tetikte tutuyor, buna karşılık ruhumun açmazlarına bir bir değiyor, en karanlık kuyuya usulca dokunup orayı ferahlatıyordu. Evimizin penceresinden görülen Fransız Fakirhanesinin çanı her saat başı vurduğunda, kendimi bir ortaçağ kasabasında, fantastik bir masalın ortasında hissederdim. Ürküten, içine çeken ve kışkırtan mekanlarıyla Bomontiye dair kurguladığım fantazyanın derinliklerindeki gizem ve karabasanlar, romantik bir başkaldırıyı da temsil ederdi aynı zamanda. https://www.istanbulkitapcisi.com/bomontiden-harbiyeye
Item type Current library Shelving location Call number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Kataloglama Birimi DR 738.5 .H36 Ö38 2010 (Browse shelf (Opens below)) İşlemde 0007589

Bomonti, bana hazla karışık bir heyecan veren korku duygusunu her daim diri tutan bir semt oldu. Fabrikaları, atölyeleri, kiliseleri, manastırları, geceleri ıssız ara sokaklarıyla...

On sekiz yılın ardından bir on yıl da Harbiyede oturmam bu yüzdendi belki. Bu semtlerin simyasına bir tedirginlik yükü, ürkütücü tozlar, titreten eriyikler karışmıştı sanki. Ürpertiyle beslenen tedirginlik, zihnimi kimi durumlara ve konum alışlara karşı tetikte tutuyor, buna karşılık ruhumun açmazlarına bir bir değiyor, en karanlık kuyuya usulca dokunup orayı ferahlatıyordu.

Evimizin penceresinden görülen Fransız Fakirhanesinin çanı her saat başı vurduğunda, kendimi bir ortaçağ kasabasında, fantastik bir masalın ortasında hissederdim. Ürküten, içine çeken ve kışkırtan mekanlarıyla Bomontiye dair kurguladığım fantazyanın derinliklerindeki gizem ve karabasanlar, romantik bir başkaldırıyı da temsil ederdi aynı zamanda.

https://www.istanbulkitapcisi.com/bomontiden-harbiyeye