Türkiye bu tadı seviyor mu? / Kutsiye Bozoklar.

By: Bozoklar, Kutsiye, 1953-2009 [author.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Series: Ceylan Yayınları | Ceylan Yayınları ; 77. | Ceylan YayınlarıToplu eserlerİstanbul : Ceylan Yayınları, 2016Edition: İkinci baskı: Ekim 2016Description: 333 pages ; 21 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9786059038737 (paperback)Subject(s): Turkey -- Politics and government -- 1980-LOC classification: DR603 .B69 2016Summary: Ocak sonunda bir cenaze töreni gördüm televizyonlarda. Tüm kanallar ağız birliği etmiş evlat acısından söz ediyorlardı. Kara gözlüklü adamlar geçiyordu ekranın önünden, sarılıp kucaklaşmalar vardı, bir de kirli gözyaşları. Benim gözümün önündense yakılan köyler geçiyordu. Hakkari çöplüğünden yemek artıkları toplayan aç çocuklar, Diyarbakır'da çamurun içinden yiyecek kapmaya çalışan yüzlerce kadın. Evinden alınıp, resmi araçlarla götürülen ve bir daha geri dönmeyenler; Vedat Aydın, Metin Can, Faik Candan, Ayşenur Şimşek, Talat Türkoğlu, Hasan Ocak. Vurulanlar, infazlarda gidenler, ölüme yatanlar. Ne çocuklar sevdik, canımızdılar. Kaybolan çocuklarını aradıkları için yerlerde sürüklenen yaşlı analar, babaları geliyor aklıma, Kimsesizler Mezarlığı, umutsuzca kendi çiçeklerini arayan sayılamayacak kadar çok onlarca insan. Ocak sonu bir cenaze töreninden görüntüler yayınladı medya. Spikerlerin sesleri hüzün doluydu. İbret verici bir törendi bu. Cumartesi eyleminin 59. haftasında götürülürken "Benim ne suçum var! Bırakın beni, ben vatandaşım!" diye bağıran "Sıradan" yurttaşı düşündüm. O, suçunun sessiz kalmak olduğunu, belki sıra kendine geldiğinde anlayacaktı. Ama televizyonda akan cenaze görüntülerinde "Suçlular" geçiyordu. Birbirlerinin kuyusunu kazanlar, çetelerden söz edenler sarılıp kucaklaştılar. Bütün eller, ayaklar oradaydı, devletin bir parçası olan acılı babayı sarıp sarmaladılar, ne de olsa bir milliyetperver vardı karşılarında. Ne yaptıysa vatan ve millet için yapmıştı. Bu arada birazcık hizadan çıktığı söylenebilirdi belki. Caniler çağında, yitik oğulların kızların ülkesinde ibret verici bir seramoni izledik hepimiz.--Back cover.
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon DR 603 .B69 2016 (Browse shelf (Opens below)) Available 0012169

Ocak sonunda bir cenaze töreni gördüm televizyonlarda. Tüm kanallar ağız birliği etmiş evlat acısından söz ediyorlardı. Kara gözlüklü adamlar geçiyordu ekranın önünden, sarılıp kucaklaşmalar vardı, bir de kirli gözyaşları. Benim gözümün önündense yakılan köyler geçiyordu. Hakkari çöplüğünden yemek artıkları toplayan aç çocuklar, Diyarbakır'da çamurun içinden yiyecek kapmaya çalışan yüzlerce kadın. Evinden alınıp, resmi araçlarla götürülen ve bir daha geri dönmeyenler; Vedat Aydın, Metin Can, Faik Candan, Ayşenur Şimşek, Talat Türkoğlu, Hasan Ocak. Vurulanlar, infazlarda gidenler, ölüme yatanlar. Ne çocuklar sevdik, canımızdılar. Kaybolan çocuklarını aradıkları için yerlerde sürüklenen yaşlı analar, babaları geliyor aklıma, Kimsesizler Mezarlığı, umutsuzca kendi çiçeklerini arayan sayılamayacak kadar çok onlarca insan. Ocak sonu bir cenaze töreninden görüntüler yayınladı medya. Spikerlerin sesleri hüzün doluydu. İbret verici bir törendi bu. Cumartesi eyleminin 59. haftasında götürülürken "Benim ne suçum var! Bırakın beni, ben vatandaşım!" diye bağıran "Sıradan" yurttaşı düşündüm. O, suçunun sessiz kalmak olduğunu, belki sıra kendine geldiğinde anlayacaktı. Ama televizyonda akan cenaze görüntülerinde "Suçlular" geçiyordu. Birbirlerinin kuyusunu kazanlar, çetelerden söz edenler sarılıp kucaklaştılar. Bütün eller, ayaklar oradaydı, devletin bir parçası olan acılı babayı sarıp sarmaladılar, ne de olsa bir milliyetperver vardı karşılarında. Ne yaptıysa vatan ve millet için yapmıştı. Bu arada birazcık hizadan çıktığı söylenebilirdi belki. Caniler çağında, yitik oğulların kızların ülkesinde ibret verici bir seramoni izledik hepimiz.--Back cover.