Ahlat ağacı / Mehmet Başaran ; genel yayın yönetmeni Kenan Kocatürk ; yayına hazırlayan Umut Arda ; kapak tasarımı Tansel Baybara.

By: Başaran, Mehmet, 1926-2015 [author.]Contributor(s): Kocatürk, Kenan [publishing director.] | Arda, Umut [editor.] | Baybara, Tansel [cover designer.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Series: Literatür Yayıncılık ; 835. | Literatür Yayıncılık ; 03.Publisher: İstanbul : Literatür Yayıncılık, 2020Manufacturer: İstanbul : Umut Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Copyright date: ©2020Edition: Literatür Yayınları'ndan birinci basım (üçüncü basım), Haziran 2020Description: 93 pages ; 22 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9789750408205 (paperback)Subject(s): Turkish literature | Turkish poetryLOC classification: PL248.B373 A35 2020Summary: “Kırk bin köyün en yoksullarının birinden geliyordu Başaran. Kendi yağiyle kavrulmuş insanların sabırlı sessizliği hâlâ üzerindeydi. Sin sin, için için bakışları, yakalanması güç, ama yakalanınca da insanı birden ısıtan bakışları vardı. Köylünün bahtı gibi kolay kolay açılmaz, ama açıldı mı yaman açılır, birden sözün en acısı veya en tatlısiyle boşanıverirdi. Başaran’ı tanıdığım zaman daha büyük şehir görmemişti. Hâlâ da görmüş sayılır mı bilmem. Ama bir yeniden doğuşun tozu toprağı... Köylü Başaran bir yandan duvar örmüş, bir yandan düşüncesini dünyaya açmıştı. İlk konuşmamızda kendimi uyanık ve işlek bir zekâ karşısında bulmuştum. İstanbul’da, Ankara’da düşüncenin ve sanatın ne sularda olduğunu biliyordu. Başaran şiire dersten kaçıp gelenlerden değildi. Bu tatlı belayı başına ne zaman sarmıştı bilmem; ama kısa bir zamanda Almancayı söktürdüğü kadar kısa bir zamanda çıraklık devresini geçirmiş, sorumsuz şairanelikten, dumanlı edebiyattan kurtulmuştu. Daha yeni şairleri tanımadan, yeni şiirin aradığı yalın sözü sezinlemişti.” https://www.literatur.com.tr/ahlat-agaci
Item type Current library Shelving location Call number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon PL 248 .B373 A35 2020 (Browse shelf (Opens below)) Available 0019448

“Kırk bin köyün en yoksullarının birinden geliyordu Başaran. Kendi yağiyle kavrulmuş insanların sabırlı sessizliği hâlâ üzerindeydi. Sin sin, için için bakışları, yakalanması güç, ama yakalanınca da insanı birden ısıtan bakışları vardı. Köylünün bahtı gibi kolay kolay açılmaz, ama açıldı mı yaman açılır, birden sözün en acısı veya en tatlısiyle boşanıverirdi.



Başaran’ı tanıdığım zaman daha büyük şehir görmemişti. Hâlâ da görmüş sayılır mı bilmem. Ama bir yeniden doğuşun tozu toprağı... Köylü Başaran bir yandan duvar örmüş, bir yandan düşüncesini dünyaya açmıştı. İlk konuşmamızda kendimi uyanık ve işlek bir zekâ karşısında bulmuştum. İstanbul’da, Ankara’da düşüncenin ve sanatın ne sularda olduğunu biliyordu. Başaran şiire dersten kaçıp gelenlerden değildi. Bu tatlı belayı başına ne zaman sarmıştı bilmem; ama kısa bir zamanda Almancayı söktürdüğü kadar kısa bir zamanda çıraklık devresini geçirmiş, sorumsuz şairanelikten, dumanlı edebiyattan kurtulmuştu. Daha yeni şairleri tanımadan, yeni şiirin aradığı yalın sözü sezinlemişti.”

https://www.literatur.com.tr/ahlat-agaci