Heykel oburu : Mehmet Aksoy kitabı / söyleşi, Aydın Engin.
Material type:
Item type | Current library | Shelving location | Call number | Copy number | Status | Date due | Barcode |
---|---|---|---|---|---|---|---|
Books | MEF Üniversitesi Kütüphanesi | Genel Koleksiyon | NB 873 .A37 A4 2009 (Browse shelf (Opens below)) | Available | 0011093 |
"Nehir söyleşi".--Page [3]
Includes index.
Yayladağ'ın tek ilkokuluna kaydolur Mehmet Aksoy; elinde tahtadan yapılma çantası, çantasının içinde ömründe ilk kez gördüğü ve kokusunu hala hatırladığı kurşun kalem ve çizgili defteri ile okula gider. Nazmiya öğretmen baçeye çıkarır onları ve haydi çizin der, "ne isterseniz, neyi isterseniz çizin." Bir kuş yapar kağıda küçük Mehmet. ama öyle bir kuş ki, tıpkı elinde sapan kovaladıkları gibi; tüyleri, gagası, kanatları... sanki kağıttan fırlayıp uçup gidecek. Nazmiya öğretmen bir kuşa bir Mehmet'e bakar, kucaklar onu, kollarında öğrencisi, dönerler bahçenin orta yerinde... "Ya Mehmet Aksoy onun sınıfına düşmeseydi..."Büyük heykel ustasının içindekiş sanatçı işte böyle, öğretmeninin sevgi dolu desteği ile yüzünü gösteriyor. Sonrada hep o sanatçı yan egemen oluyor Mehmet Aksoy'a. Soğuk taşlardan sıcacık heykeller yontuyor o gün bu gündür Aksoy; yaşayan ışık taşıyan, konuşan anlatan, acıtan, kanatan heykeller. Heykeli ile konuşan Mehmet Aksoy, bu kez "söz" le konuştu. İnsanı, kendini sanatı, sanatını, anlattı gazeteci ve yazar Aydın Engin'e. bu uzun Nehir Söyleşi'de safkan bir sanatçıdan aynaya yansıyanları; onun sıcak, samimi itiraflarını, bir insan portresini bulacaksınız.--Back cover.