Sabır dağı / Fakir Baykurt ; genel yayın yönetmeni Kenan Kocatürk ; kapak tasarımı Emel Atik ; kapak resmi Kubilay Dağbatıran.

By: Baykurt, Fakir, 1929-1999 [author.]Contributor(s): Kocatürk, Kenan [publishing director.] | Atik, Emel [cover designer.] | Dağbatıran, Kubilay [artist.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Series: Literatür Yayıncılık ; 704.Publisher: İstanbul : Literatür Yayıncılık, 2018Manufacturer: İstanbul : Optimum Basım. Copyright date: ©2014Edition: İkinci Basım, Ağustos 2018Description: 189 pages ; 21.5 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9789750406768 (paperback)Subject(s): Turkish literature | Short stories, TurkishLOC classification: PL248.B395 S23 2018Subject: Fakir Baykurt, öykülerinde köy yaşamının sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekçi bir bakıştan işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanıyor; bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde de bir umudu barındıran “sıradan insanı”, yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte çarpıcı bir biçimde betimliyor. Fakir Baykurt’un yaşarken yayınlamadığı ama kitap haline getirdiği On Binlerce Kağnı’nın bir devamı sayılabilecek Sabır Dağı’nı ilk kez okurla buluşturuyoruz: “Kızlar ekin arasına ot yolmaya gitti. Oğlanlar çöyür kesip gelecek. Eski bağın çiti yenilenecek. Yalnız Emine’yi değil, oğlu Ali’yi de beğeniyor. Bir kadının kocası iyi olursa, gözleri böyle ışır. Derisinden yaşam fışkırır. Ali’yi küçüklüğünden beri gözledi. En korktuğu, çocuklarının yoksulluk yüzünden yeterince elcin olmayıp çok kendimci olmalarıydı. Başta Ali, hiçbiri korktuğu gibi olmadı şükür. İyi adam yatakta eşini, yaşamda dostunu kendinden çok düşünür. Oğlu da Emine’yi düşünüyor ki, gözleri böyle ışıyor, derisinden yaşam fışkırıyor. ‘Tanrı mutluluklarını arttırsın! Oğlum solsun, gelinim solmasın! Güzelliğini korusun! Ağzının tadı eksilmesin!’ Böyle dua eder gibi mırıldanıyor, gözlerini geri döndürüp kendine: ‘Ula, akşam akşam duacıbaşı kesildin kahpem Bora Muslu !’ diyor.” (Paluze) https://www.literatur.com.tr/sabir-dagi-2
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon PL 248 .B395 S23 2018 (Browse shelf (Opens below)) Available 0022928

Fakir Baykurt, öykülerinde köy yaşamının sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekçi bir bakıştan işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanıyor; bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde de bir umudu barındıran “sıradan insanı”, yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte çarpıcı bir biçimde betimliyor.

Fakir Baykurt’un yaşarken yayınlamadığı ama kitap haline getirdiği On Binlerce Kağnı’nın bir devamı sayılabilecek Sabır Dağı’nı ilk kez okurla buluşturuyoruz:

“Kızlar ekin arasına ot yolmaya gitti. Oğlanlar çöyür kesip gelecek. Eski bağın çiti yenilenecek. Yalnız Emine’yi değil, oğlu Ali’yi de beğeniyor. Bir kadının kocası iyi olursa, gözleri böyle ışır. Derisinden yaşam fışkırır. Ali’yi küçüklüğünden beri gözledi. En korktuğu, çocuklarının yoksulluk yüzünden yeterince elcin olmayıp çok kendimci olmalarıydı. Başta Ali, hiçbiri korktuğu gibi olmadı şükür. İyi adam yatakta eşini, yaşamda dostunu kendinden çok düşünür. Oğlu da Emine’yi düşünüyor ki, gözleri böyle ışıyor, derisinden yaşam fışkırıyor. ‘Tanrı mutluluklarını arttırsın! Oğlum solsun, gelinim solmasın! Güzelliğini korusun! Ağzının tadı eksilmesin!’ Böyle dua eder gibi mırıldanıyor, gözlerini geri döndürüp kendine: ‘Ula, akşam akşam duacıbaşı kesildin kahpem Bora Muslu !’ diyor.” (Paluze)

https://www.literatur.com.tr/sabir-dagi-2

Share