Şahende Hanım'ın sûzişli hatıraları : 1910 cemiyet-i hafiye davasının tek kadın sanığı / hazırlayan A. Filiz Evcimen Salıcı.

By: Erginarslan, Fatma Şahende, 1882-1972 [author.]Contributor(s): Evcimen Salıcı, A. Filiz [editor.]Material type: TextTextLanguage: Turkish, Ottoman, Turkish Series: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ; 3469.Publisher: İstanbul : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2016Copyright date: ©2013 Edition: Birinci basım: Ocak 2016Description: x, 268 pages : illustrations, facsimiles ; 20 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9786053326564 (paperback)Other title: 1910 cemiyet-i hafiye davasının tek kadın sanığıSubject(s): Erginarslan, Fatma Şahende, 1882-1972 -- Diaries | İttihat ve Terakki Cemiyeti -- History | Political prisoners -- Turkey -- Diaries | Women political prisoners -- Turkey -- Diaries | Trials (Political crimes and offenses) -- Turkey | Conspiracies -- TurkeyLOC classification: DR584.5 .E64 2016Summary: Sene 1910... Sıcak bir yaz gecesi... Genç kadın, Sultanahmet'in daracık sokaklarından birinde, cumbalı ahşap evin penceresinden dalgın bakışlarla sokağı seyrediyordu. Tutuklanmıştı... Diğerleri sorgulanmak üzere Bekirağa Bölüğü'ne gönderilirken, o kendisine bir hürmet olarakpolis memuru Hasan Efendi'nin evinde misafir edilecekti. Az sonra, pençe-yi kahrında esir olarak tutulduğu odada, yanından hiç ayırmadığı defterine şu satırları yazacaktı: Semayı bile ferah görmek şerefinden mahrumum ne saadet hürriyet, ne büyük şeref, ne âli kelime, şu mukaddes söz, telaffuz edilirken bile kalp inşirah buluyor. Yaşasın hürriyet, yaşasın, adaletle yaşasın Hürriyetin ruhu adalet olsun!..Oysa bu satırların yazıldığı günden iki yıl önce, Sultanahmet Meydanı'nda binlerce kişi büyük bir coşkuyla II. Meşrutiyet'in ilanını kutlamış, hürriyete kavuşmanın sevinci bir rüzgâr gibi Rumeli'den Anadolu'ya, imparatorluğun bütün tebaasına dalga dalga yayılmıştı. Peki bu iki sene içinde ne olmuştu da esiri olunan hürriyet, üç çocuklu bir Osmanlı kadınını esir almıştı? İttihat ve Terakki döneminin en önemli siyasi davalarından Cemiyet-i Hafiye Davasının tek kadın sanığı Şahende Hanım'ın hayat-ı nisvaniyeti üzerinde pek sûzişli bir hatıra bırakan muamele-yi tevkif günlerini kaydettiği bu defter, tarihimizin bu olağanüstü dönemine tanıklık ediyor.
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon DR 584.5 .E64 2016 (Browse shelf (Opens below)) Available 0011464

Includes bibliographical references (pages 261-262) and index.

Sene 1910... Sıcak bir yaz gecesi... Genç kadın, Sultanahmet'in daracık sokaklarından birinde, cumbalı ahşap evin penceresinden dalgın bakışlarla sokağı seyrediyordu. Tutuklanmıştı... Diğerleri sorgulanmak üzere Bekirağa Bölüğü'ne gönderilirken, o kendisine bir hürmet olarakpolis memuru Hasan Efendi'nin evinde misafir edilecekti. Az sonra, pençe-yi kahrında esir olarak tutulduğu odada, yanından hiç ayırmadığı defterine şu satırları yazacaktı: Semayı bile ferah görmek şerefinden mahrumum ne saadet hürriyet, ne büyük şeref, ne âli kelime, şu mukaddes söz, telaffuz edilirken bile kalp inşirah buluyor. Yaşasın hürriyet, yaşasın, adaletle yaşasın Hürriyetin ruhu adalet olsun!..Oysa bu satırların yazıldığı günden iki yıl önce, Sultanahmet Meydanı'nda binlerce kişi büyük bir coşkuyla II. Meşrutiyet'in ilanını kutlamış, hürriyete kavuşmanın sevinci bir rüzgâr gibi Rumeli'den Anadolu'ya, imparatorluğun bütün tebaasına dalga dalga yayılmıştı. Peki bu iki sene içinde ne olmuştu da esiri olunan hürriyet, üç çocuklu bir Osmanlı kadınını esir almıştı? İttihat ve Terakki döneminin en önemli siyasi davalarından Cemiyet-i Hafiye Davasının tek kadın sanığı Şahende Hanım'ın hayat-ı nisvaniyeti üzerinde pek sûzişli bir hatıra bırakan muamele-yi tevkif günlerini kaydettiği bu defter, tarihimizin bu olağanüstü dönemine tanıklık ediyor.

In romanized Ottoman Turkish and Turkish.