Eflatun kuşağın peşinde / Fergün Atalay ; editör Necla Feroğlu ; kapak tasarım Serçin Çabuk.

By: Atalay, Fergün [author.]Contributor(s): Feroğlu, Necla [editor.] | Çabuk, Serçin [cover designer.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Publisher: İstanbul : Doğan Kitap, 2020Manufacturer: İstanbul : Yıkılmazlar Basın Yayın Prom. ve Kağıt San. Tic. Ltd.Şti. Edition: Birinci baskı / Mart 2020 / İstanbulDescription: 316 pages : 20 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9786050972726 (paperback)Subject(s): Turkish fiction | Prisons -- FictionLOC classification: PL249.A835 E35 2020Scope and content: Geçmişten gözünü kaçırma, unutmak kaybetmektir. İnsan 30 yıl boyunca saatleri, günleri sayar mı? Dicle saydı. Diyarbakır Cezaevi felaketinin geride kalanlarından biriydi. Unutmamak için 262 bin 980 saat, 10 bin 957 gün saydı. Adalet ararken muhatap bulamadı. En sonunda eflatun elbise kuşağını cebine koyup hesaplaşmaya gitti… İçinden taşan sese kulak verdi: Geçmişten gözünü kaçırma, unutmak kaybetmektir. “Ben Dicle Emekçioğlu. Hatırladın mı?” “Seni hayatımda ilk kez görüyorum. Kimsin sen? Ne istiyorsun benden?” Gözlerinin içine içine bakıp, “Bu kez soruları ben soracağım” dedim. Cebimden kuşağı çıkardım. Eflatun, beyaz benekli, artık siyaha dönmüş kan lekeleri olan elbise kuşağını... Bağırmaya başladım. “Ben seni bütün çocukluğum boyunca Allah sandım! Kâbuslarımda hep senden korktum! Sen bizim eve gelene kadar üç kişilik mutlu bir aileydik. Ben şimdi ‘bir’ bile değilim! ‘Bir’ bile değil, anladın mı! Çocuktum, çocuk! Pişman ol hiç değilse, ne olur hiç değilse pişman ol!” “Ne demek istiyorsun? Ben seni tanımam etmem.” Gözlerimi ayırmadan birkaç saniye baktım ona. Merakla karışık endişeyle bekliyordu ne söyleyeceğimi. “Bu, beni ilk görüşün değil Oğuzhan Bey!” https://www.kitapyurdu.com/kitap/eflatun-kusagin-pesinde/536023.html&filter_name=eflatun+ku%C5%9Fa%C4%9F%C4%B1n+pe%C5%9Finde
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon PL 249 .A835 E35 2020 (Browse shelf (Opens below)) Available 0022852

"Diyarbakır Cezaevi'nin tüm kayıplarına, bu felaketin geride kalanlarına..."

Geçmişten gözünü kaçırma, unutmak kaybetmektir.

İnsan 30 yıl boyunca saatleri, günleri sayar mı? Dicle saydı. Diyarbakır Cezaevi felaketinin geride kalanlarından biriydi. Unutmamak için 262 bin 980 saat, 10 bin 957 gün saydı. Adalet ararken muhatap bulamadı. En sonunda eflatun elbise kuşağını cebine koyup hesaplaşmaya gitti… İçinden taşan sese kulak verdi: Geçmişten gözünü kaçırma, unutmak kaybetmektir.

“Ben Dicle Emekçioğlu. Hatırladın mı?”
“Seni hayatımda ilk kez görüyorum. Kimsin sen?
Ne istiyorsun benden?” Gözlerinin içine içine bakıp, “Bu kez soruları ben soracağım” dedim. Cebimden kuşağı çıkardım. Eflatun, beyaz benekli, artık siyaha dönmüş kan lekeleri olan elbise kuşağını...
Bağırmaya başladım. “Ben seni bütün çocukluğum boyunca Allah sandım! Kâbuslarımda hep senden korktum! Sen bizim eve gelene kadar üç kişilik mutlu bir aileydik. Ben şimdi ‘bir’ bile değilim!
‘Bir’ bile değil, anladın mı! Çocuktum, çocuk! Pişman ol hiç değilse, ne olur hiç değilse pişman ol!”
“Ne demek istiyorsun? Ben seni tanımam etmem.” Gözlerimi ayırmadan birkaç saniye baktım ona. Merakla karışık endişeyle bekliyordu ne söyleyeceğimi. “Bu, beni ilk görüşün değil Oğuzhan Bey!”

https://www.kitapyurdu.com/kitap/eflatun-kusagin-pesinde/536023.html&filter_name=eflatun+ku%C5%9Fa%C4%9F%C4%B1n+pe%C5%9Finde