Batı'ya yön veren metinler / derleyen Alev Alatlı ; çeviri Kapadokya MYO Çeviri ve Redaksiyon Heyeti ; genel yayın yönetmeni M. Faruk Bayrak ; kapak tasarımı Begüm Çiçekçi.

Contributor(s): Bayrak, M. Faruk [publishing director.] | Alatlı, Alev | Çiçekçi, Begüm [cover designer.] | Kapadokya MYO Çeviri ve Redaksiyon Heyeti [translator.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Series: Alfa | Alfa ; 2564, 2565, 2566. | Alfa ; 145, 146, 147.Publisher: Cağaloğlu, İstanbul : Alfa, 2016Manufacturer: Bayrampaşa, İstanbul : Melisa Matbaası. Copyright date: ©2014Edition: İkinci basım: Şubat 2016Description: volume <1,2,3,4> ; 24 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9786051068633 (set : paperback)Subject(s): Social change -- Philosophy | Social change -- Literature | Humanities | Civilization, Western -- HistoryLOC classification: HM831 .B38 2016
Contents:
Cilt I : Kökler / Orta Çağlar (∞-1350)
Cilt II : Rönesans / Protestan reformu / erken modern dönem / bilim çağı (1350-1650)
Cilt III : Aydınlanma / burjuvazi yüzyılı / bilim çağının zaferi (1650-1800)
Cilt IV : Moderniteye doğru modern dünya (1800-1970)
Subject: Cilt I : On altıncı yüzyıl Osmanlı aydınının, Batı’nın dünya ve evren görüşünü altüst eden, Avrupa Aydınlanmasının yollarını döşeyen Kopernik, Bruno, Galile, Brahe gibi bilim adamlarının radikal çıkışlarından haberi yoktur. Tanzimat’la birlikte Batılılaşma sürecine girdiği kabul edilen Osmanlı toplumuna sunulan ilk çeviri ürünler, Türk okuyucusunu Voltaire, Rousseau, Fénelon, Fontenelle, Montesquieu gibi düşünürlerle tanıştırırken, Thomas Hobbes, John Locke gibi rasyonalistleri, David Hume, Adam Smith, Thomas Malthus, Karl Marx gibi ekonomistleri, Herbert Spencer gibi hukukçuları, Frederich Nietzsche’yi, hatta Francis Bacon gibi bilimadamlarının yapıtlarını ıskalar. Batı zihniyetinin gerçeğini aydınlatmakta yetersiz kalınmış, “rakip” kültürü hakkıyla değerlendirmek yolunda tatminkâr sonuçlara ulaşılamamıştır. Buna karşın Batı karşısında geri kalmışlık duygusu, bilincimize adeta bir sosyo-kültürel çıkmaz olarak kazınmakta, kendi kültürümüz hakkındaki tasavvurlarımızın hırpalanmasını da beraberinde getiren uzun bir savunma sürecine girilmektedir. Hayli gecikmiş bir girişim olmakla birlikte, Batı’ya Yön Veren Metinler, Türk okurunun hızla küreselleşen dünyayı şekillendirmeye aday olan Batı düşünce kalıplarını ve onları oluşturan düşün serüveninin tarihsel gelişimini, kendi dilinde okuyup kavramasına olanak sağlamayı amaçlamaktadır. İÖ 1400’lü yıllardan başlayan, 1970’lere kadar gelen yaklaşık 3500 yıllık bir süreçte Batı zihniyetini şekillendirdiği kabul edilen yaklaşık bin metni kapsayan dört ciltlik bu eserde, Eski Ahit’in Aziz Markos’undan Hamurabi’ye, 1215 tarihli Magna harta’dan, Çar İkinci Aleksander’ın Özgürlük Fermanı’na, Abraham Lincoln’ün Özgürlük Bildirgesi’nden, Bart Kosko’nun Saçaklı Mantık Devrimi’ne kadar çok sayıda metin ilk kez belirgin bir sistematikle Türkçeleştirilerek sunulmuştur. Seçilen metinlerin, Batı’nın “kendi zihniyetini kendi gençlerine aktarma” yöntem ve tercihlerini yansıttığından emin olmak için, Avro-Amerikan dünyasının en saygın üniversitelerinin kendi öğrencileri için bir araya getirdikleri derlemeler rehber alınmış, böylece Batı’ya Yön Veren Metinler’e aşinalık geliştirecek gayretli ve ciddi okurun Batı’nın düşünce dünyasını çözerken, kendi medeniyetimizin düşünsel ürünleriyle de hesaplaşabileceği zemin hazırlanmıştır. Birinci ciltte, Batı geleneklerinin Yahudi-Hıristiyan, Yakın Doğu, Yunan-Roma geleneklerinin kaynakları ile Hıristiyan toplum tasavvuruna ışık tutan metinleri bulacaksınız. Yolunuz açık olsun! https://www.alfakitap.com/bati-ya-yon-veren-metinler-1-alev-alatli-kitabi-221026-9786057838704-1Subject: Cilt II : On altıncı yüzyılın son çeyreğinden itibaren alınan yenilgiler, kaybedilen topraklar, başta Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere, Müslüman ülkelerin aydınlarını Batı karşısında içine düştükleri güçsüzlükten kurtulmaya yönelik arayışlara sevk eder. Bu çerçevede geliştirilen muhtelif tezlerin önde geleni, sorunun bizzat İslam dininin vazettiği temel değerler ile Peygamber ve sahabelerin uygulamalarından kaynaklandığı şeklindedir. Buna göre, İslam dünyasının Batılı devletlere yenik düşmesinin başlıca nedeni, kapitalizmin gelişmesi için gerekli olan risk üstlenebilen işadamı tipolojisini üretebilecek kültürel altyapının gelişmemiş olmasıdır. Ernest Renan ve Lord Cromer gibi ilk dönem oryantalistlere ve “Batılılaştırmacı” aydınlara göre, bilim, felsefe ve teknolojide geri kalmışlığının başlıca nedeni, İslam dininin özgür araştırmaya karşı ve engelleyici olmasıdır. Bu söylem, Müslümanların başından itibaren bilime ve felsefeye karşı düşmanca bir tavır sergilemiş olduklarını iddia eder. Oryantalist değerlendirmelere cevaben Cemaleddin Afgani’den, Namık Kemal’e kadar çok sayıda Müslüman entelektüel tarafından kaleme alınan “apoloji” tarzındaki müdafaanameler, projektörlerini doğrudan İslam dini üzerine yöneltirken, Batı zihniyetinin gerçeğinin aydınlatılmasında yetersiz kalınmış, rekabeti hakkıyla değerlendirmek yolunda tatminkâr sonuçlara ulaşılamamıştır. Buna karşın 1570-1815 yılları arasında Yahudi-Hıristiyan, Yakın Doğu ve Yunan-Roma geleneklerinin sorgulanmasıyla başlayan entelektüel çıkışlar, “bilginin yeniden tanımlanması” olarak ifade edilen büyük düşünce devrimiyle sonuçlanır. Thomas Hobbes’dan Spinoza’ya, William Shakespeare’den Karl Marx’a kadar adlarını dünya düşünce tarihine kazımış olan düşünürler, Avro-Amerikan toplumu İS Üçüncü yüzyılda yazan Cyprian’ın tanıyamayacağı bir biçimde değiştireceklerdir. Batı’ya Yön Veren Metinler’in ikinci cildi, ilk sömürgecilik girişimlerinin gözlendiği 1570’lerden, kuantum kuramının babası 1858 doğumlu Alman fizikçi Max Planck’ın bilimsel otobiyografisine kadar, Batı medeniyetini tanıma yolunda yüzlerce yıldır entelektüel dağarcığımıza katmayı ihmal ettiğimiz metinleri sunmaktadır. Söz konusu bu metinlere aşinalık geliştirmenin okurdan özel bir sabır, sebat ve gayret talep edeceklerini teslim etmekle birlikte, Batı’ya Yön Veren Metinler’in katılınması gereken müthiş bir serüven olduğu da kuşkusuzdur. https://www.alfakitap.com/bati-ya-yon-veren-metinler-2-alev-alatli-kitabi-221027-9786057838698-1Subject: Cilt III : Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme sancıları çektiği on sekizinci yüzyılın ilk çeyreği ile on dokuzuncu yüzyılın başlarında Avrupa medeniyeti derin ve karmaşık bir kriz atlatır. “Fransız İhtilali ve Napolyon Çağı” olarak adlandırılması âdet olmuş bu krizin kökenleri, on yedinci yüzyılın İngiliz siyasi devrimlerine uzanmakta, on sekizinci yüzyıl Avrupa’sının toplumsal yapısı, politik koşulları ve çok sayıdaki güncel tartışmalarından beslenmektedir. Batı’ya Yön Veren Metinler’in üçüncü cildinde yer alan seçkiler, 1789 Fransız İhtilali’ni Kuzey Amerika’daki İngiliz kolonilerinin 1775’teki başkaldırılarının yüreklendirdiğini ileri sürerler. Bu çerçevede, Fransız İhtilali ile sonuçlanan çağ, “Demokratik Devrim Çağı” olarak adlandırılır. Devrim dalgasına eşlik eden nasyonalizmin “insan toplumunun kumaşını paramparça etmiş, gerçek dini yolundan çıkarmış, uluslararası ahlakın bütün uygar kurallarıyla alay etmiş” olduğunu savunanlar olmakla birlikte, genel kabul, on sekizinci yüzyıl Aydınlanmasını hızlandıran buhranın geçmişten felaket niteliğinde bir kopuş anlamına gelmediği şeklindedir. Rönesans ve Rönesansın mantıki sonucu olan bilimsel devrimden evrilen Aydınlanma, entelektüellerin büyük bir kısmının “din ve ilahiyat ağırlıklı düşünce biçimlerinden şikâyetçi olduklarının farkına vardıkları bir dönem” olarak görülmektedir. “On sekizinci yüzyıl Paris’inin ve Fransız taşrasının salonlarında, loca ve kahvehanelerinde konuşulanlar, makineler ve toplum mühendisliği, doğa yasaları ve eğitim gibi konulardır. Her şeyin filozofların istediği gibi gerçekleşmediği muhakkaktır. Eski inançları savunanlar çetin artçı-muharebeler verirlerken, Romantikler kısıtlı da olsa Aydınlanma karşıtı saldırılar düzenlenmeyi başarır. Bunlara rağmen, filozoflar geleceği temsil etmektedir ve Batı’nın Bilim Çağı’na kesin olarak girmesi, onların sayesinde gerçekleşir. Voltaire, Diderot, Ansiklopediciler ve Baron d’Holbach gibi gurbetçiler, yeni bir tür entelektüel sınıf oluşturur. Bu insanlar, teknik ve akademik anlamda filozof olmadıkları gibi, ne bir akademisyen, ne bir uzman, ne bir nedim, ne de birer “efendi”diydi. Kesinlikle fildişi kulesi tipleri değil, Kilise ve üniversitenin yerleşik dünyasına karşı çağrılarını, yeni yeni uyanmaya başlamış olan halka doğrudan duyurmayı seçen edipler, halka-indirmeciler ve propagandacılardı... Ayrıca Marksist anlamda da dar bir sınıf bilincine sahip değillerdi. Bununla beraber, eski rejime saldırılarında, son yüzyılda dünyaya açılan ‘bir şeyler olmaya’ istekli sınıfları desteklemekten geri durmadılar. Okurun, yüzyıllar öncesinden seslenenlerin keyfini çıkarmasını dileriz. https://www.alfakitap.com/bati-ya-yon-veren-metinler-3-alev-alatli-kitabi-221028-9786057838681-1Subject: Cilt IV : Batı’ya Yön Veren Metinler’in dördüncü ve (şimdilik!) son cildi, on dokuzuncu yüzyıl boyunca liberallerin “bırakınız yapsınlar” sloganında özetlenen politikalarına meydan okuyan bir muhafazakârla başlamaktadır. Ortodoks Hıristiyanlar, Avusturya şansölyesi Prens Metternich, Fransız düşünür Alexis de Tocqueville, İngiliz hukukçu James Fitzjames Stephen gibi ünlü muhafazakârların yanında yer alır. Papa IX. Pius, liberallerin tüm çalışmalarını kınarken, Kardinal Newman liberalizmi, Protestanlığın içini boşaltarak Katolikliğe benzetmekle suçlar. Sosyalistler, liberallere işçi sınıfını istismar ettikleri gerekçesiyle karşıdır; liberal anayasaların kâğıt üzerinde demokratik olmakla birlikte, kapitalist burjuvaziye denetim üstünlüğü veren ortamı yarattığını ileri sürerler. Ne var ki, yirminci yüzyıl, hiçbirisinin öngöremediği kadar güçlü bir yeni akımla sarsılacaktır: Müsamahasız ırkçılık ve emperyalizm. İngiliz kökenli bir Alman olan Houston Stewart Chamberlain “Ari” diye adlandırdığı muhayyel bir ırkın erdemlerini vazetmekte, İngiliz bilim adamı Kari Pearson, soydaşlarının mükemmeliyetlerini sürdürebilmeleri için Darwin’den mülhem seçici üremeyi desteklemektedir. Birinci Dünya Savaşı, Fransız filozof Henri Bergson’un “bilgiye sezgisel yaklaşım” adına bilimsel yönteme meydan okuduğu, yurttaşı Georges Sorel’in irrasyonel şiddeti yücelttiği, Friedrich Nietzsche’nin yeni bir yiğitlik ahlakı adına Hıristiyan etiğine saldırdığı, Dostoyevski’nin mucize, gizem ve otoriteye geri dönüş çağrıları yaptığı entelektüel ortamın himayesinde serpilir. 1914’ten itibaren baş veren “entelektüe-kaos,” anti-entelektüel akımları besler. Paul Tillich’in “Endişe Çağı,” Ortega y Gasset’in “Ara Dönem” dediği süreçleri de körükler. Yeni toplumsal açılımlar olarak takdim edilen komünizm ve faşizm, Batı düşüncesinde yeni savrulmalar getirir. İkinci Dünya Savaşı ve sonuçlarının irrasyonelliğinin derinden etkilediği Oswald Spengler, Arnold Toynbee, Teilhard de Chardin gibi saygın aydınlar eserlerinde sitemlerini dillendirir. 1970’li yıllar, yirminci yüzyılın başından itibaren dünya ve kâinata dair tasavvurlarda sessiz bir devrim gerçekleştiren kuantum fiziği ve çok-değişkenli saçaklı mantığın, fizik laboratuvarlarından taşıp Batı entelijansiyasını yepyeni kavramlarla sarstığı yıllardır. Werner Heisenberg’in Belirsizlik İlkesi’nin, Erwin Schrödinger’in kuantum yasalarına göre hem ölü, hem diri olan ünlü kedisinin yarattığı düşünsel depremin etkilerinin, Sör Isaac Newton’un 1600’lerin ikinci yarısında ortaya koyduğu hareket yasalarından daha az olmadığı düşünüldüğünde, çağdaş dünyanın, adı henüz konulmamış olmakla birlikte, İkinci Aydınlanma Çağı’nı sürmekte olduğunu söylemek kehanet olmasa gerektir https://www.alfakitap.com/bati-ya-yon-veren-metinler-4-alev-alatli-kitabi-221029-9786057838674-1
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon HM 831 .B38 2016 v.4 (Browse shelf (Opens below)) Available 0013392
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon HM 831 .B38 2016 v.3 (Browse shelf (Opens below)) Available 0013375
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon HM 831 .B38 2016 v.1 (Browse shelf (Opens below)) Available 0013402
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon HM 831 .B38 2016 v.2 (Browse shelf (Opens below)) Available 0007544

Cilt I : Kökler / Orta Çağlar (∞-1350)

Cilt II : Rönesans / Protestan reformu / erken modern dönem / bilim çağı (1350-1650)

Cilt III : Aydınlanma / burjuvazi yüzyılı / bilim çağının zaferi (1650-1800)

Cilt IV : Moderniteye doğru modern dünya (1800-1970)

Cilt I : On altıncı yüzyıl Osmanlı aydınının, Batı’nın dünya ve evren görüşünü altüst eden, Avrupa Aydınlanmasının yollarını döşeyen Kopernik, Bruno, Galile, Brahe gibi bilim adamlarının radikal çıkışlarından haberi yoktur. Tanzimat’la birlikte Batılılaşma sürecine girdiği kabul edilen Osmanlı toplumuna sunulan ilk çeviri ürünler, Türk okuyucusunu Voltaire, Rousseau, Fénelon, Fontenelle, Montesquieu gibi düşünürlerle tanıştırırken, Thomas Hobbes, John Locke gibi rasyonalistleri, David Hume, Adam Smith, Thomas Malthus, Karl Marx gibi ekonomistleri, Herbert Spencer gibi hukukçuları, Frederich Nietzsche’yi, hatta Francis Bacon gibi bilimadamlarının yapıtlarını ıskalar. Batı zihniyetinin gerçeğini aydınlatmakta yetersiz kalınmış, “rakip” kültürü hakkıyla değerlendirmek yolunda tatminkâr sonuçlara ulaşılamamıştır. Buna karşın Batı karşısında geri kalmışlık duygusu, bilincimize adeta bir sosyo-kültürel çıkmaz olarak kazınmakta, kendi kültürümüz hakkındaki tasavvurlarımızın hırpalanmasını da beraberinde getiren uzun bir savunma sürecine girilmektedir.

Hayli gecikmiş bir girişim olmakla birlikte, Batı’ya Yön Veren Metinler, Türk okurunun hızla küreselleşen dünyayı şekillendirmeye aday olan Batı düşünce kalıplarını ve onları oluşturan düşün serüveninin tarihsel gelişimini, kendi dilinde okuyup kavramasına olanak sağlamayı amaçlamaktadır. İÖ 1400’lü yıllardan başlayan, 1970’lere kadar gelen yaklaşık 3500 yıllık bir süreçte Batı zihniyetini şekillendirdiği kabul edilen yaklaşık bin metni kapsayan dört ciltlik bu eserde, Eski Ahit’in Aziz Markos’undan Hamurabi’ye, 1215 tarihli Magna harta’dan, Çar İkinci Aleksander’ın Özgürlük Fermanı’na, Abraham Lincoln’ün Özgürlük Bildirgesi’nden, Bart Kosko’nun Saçaklı Mantık Devrimi’ne kadar çok sayıda metin ilk kez belirgin bir sistematikle Türkçeleştirilerek sunulmuştur. Seçilen metinlerin, Batı’nın “kendi zihniyetini kendi gençlerine aktarma” yöntem ve tercihlerini yansıttığından emin olmak için, Avro-Amerikan dünyasının en saygın üniversitelerinin kendi öğrencileri için bir araya getirdikleri derlemeler rehber alınmış, böylece Batı’ya Yön Veren Metinler’e aşinalık geliştirecek gayretli ve ciddi okurun Batı’nın düşünce dünyasını çözerken, kendi medeniyetimizin düşünsel ürünleriyle de hesaplaşabileceği zemin hazırlanmıştır.

Birinci ciltte, Batı geleneklerinin Yahudi-Hıristiyan, Yakın Doğu, Yunan-Roma geleneklerinin kaynakları ile Hıristiyan toplum tasavvuruna ışık tutan metinleri bulacaksınız. Yolunuz açık olsun!

https://www.alfakitap.com/bati-ya-yon-veren-metinler-1-alev-alatli-kitabi-221026-9786057838704-1

Cilt II : On altıncı yüzyılın son çeyreğinden itibaren alınan yenilgiler, kaybedilen topraklar, başta Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere, Müslüman ülkelerin aydınlarını Batı karşısında içine düştükleri güçsüzlükten kurtulmaya yönelik arayışlara sevk eder. Bu çerçevede geliştirilen muhtelif tezlerin önde geleni, sorunun bizzat İslam dininin vazettiği temel değerler ile Peygamber ve sahabelerin uygulamalarından kaynaklandığı şeklindedir. Buna göre, İslam dünyasının Batılı devletlere yenik düşmesinin başlıca nedeni, kapitalizmin gelişmesi için gerekli olan risk üstlenebilen işadamı tipolojisini üretebilecek kültürel altyapının gelişmemiş olmasıdır. Ernest Renan ve Lord Cromer gibi ilk dönem oryantalistlere ve “Batılılaştırmacı” aydınlara göre, bilim, felsefe ve teknolojide geri kalmışlığının başlıca nedeni, İslam dininin özgür araştırmaya karşı ve engelleyici olmasıdır. Bu söylem, Müslümanların başından itibaren bilime ve felsefeye karşı düşmanca bir tavır sergilemiş olduklarını iddia eder. Oryantalist değerlendirmelere cevaben Cemaleddin Afgani’den, Namık Kemal’e kadar çok sayıda Müslüman entelektüel tarafından kaleme alınan “apoloji” tarzındaki müdafaanameler, projektörlerini doğrudan İslam dini üzerine yöneltirken, Batı zihniyetinin gerçeğinin aydınlatılmasında yetersiz kalınmış, rekabeti hakkıyla değerlendirmek yolunda tatminkâr sonuçlara ulaşılamamıştır.
Buna karşın 1570-1815 yılları arasında Yahudi-Hıristiyan, Yakın Doğu ve Yunan-Roma geleneklerinin sorgulanmasıyla başlayan entelektüel çıkışlar, “bilginin yeniden tanımlanması” olarak ifade edilen büyük düşünce devrimiyle sonuçlanır. Thomas Hobbes’dan Spinoza’ya, William Shakespeare’den Karl Marx’a kadar adlarını dünya düşünce tarihine kazımış olan düşünürler, Avro-Amerikan toplumu İS Üçüncü yüzyılda yazan Cyprian’ın tanıyamayacağı bir biçimde değiştireceklerdir.
Batı’ya Yön Veren Metinler’in ikinci cildi, ilk sömürgecilik girişimlerinin gözlendiği 1570’lerden, kuantum kuramının babası 1858 doğumlu Alman fizikçi Max Planck’ın bilimsel otobiyografisine kadar, Batı medeniyetini tanıma yolunda yüzlerce yıldır entelektüel dağarcığımıza katmayı ihmal ettiğimiz metinleri sunmaktadır. Söz konusu bu metinlere aşinalık geliştirmenin okurdan özel bir sabır, sebat ve gayret talep edeceklerini teslim etmekle birlikte, Batı’ya Yön Veren Metinler’in katılınması gereken müthiş bir serüven olduğu da kuşkusuzdur.



https://www.alfakitap.com/bati-ya-yon-veren-metinler-2-alev-alatli-kitabi-221027-9786057838698-1

Cilt III : Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme sancıları çektiği on sekizinci yüzyılın ilk çeyreği ile on dokuzuncu yüzyılın başlarında Avrupa medeniyeti derin ve karmaşık bir kriz atlatır. “Fransız İhtilali ve Napolyon Çağı” olarak adlandırılması âdet olmuş bu krizin kökenleri, on yedinci yüzyılın İngiliz siyasi devrimlerine uzanmakta, on sekizinci yüzyıl Avrupa’sının toplumsal yapısı, politik koşulları ve çok sayıdaki güncel tartışmalarından beslenmektedir.

Batı’ya Yön Veren Metinler’in üçüncü cildinde yer alan seçkiler, 1789 Fransız İhtilali’ni Kuzey Amerika’daki İngiliz kolonilerinin 1775’teki başkaldırılarının yüreklendirdiğini ileri sürerler. Bu çerçevede, Fransız İhtilali ile sonuçlanan çağ, “Demokratik Devrim Çağı” olarak adlandırılır.

Devrim dalgasına eşlik eden nasyonalizmin “insan toplumunun kumaşını paramparça etmiş, gerçek dini yolundan çıkarmış, uluslararası ahlakın bütün uygar kurallarıyla alay etmiş” olduğunu savunanlar olmakla birlikte, genel kabul, on sekizinci yüzyıl Aydınlanmasını hızlandıran buhranın geçmişten felaket niteliğinde bir kopuş anlamına gelmediği şeklindedir. Rönesans ve Rönesansın mantıki sonucu olan bilimsel devrimden evrilen Aydınlanma, entelektüellerin büyük bir kısmının “din ve ilahiyat ağırlıklı düşünce biçimlerinden şikâyetçi olduklarının farkına vardıkları bir dönem” olarak görülmektedir. “On sekizinci yüzyıl Paris’inin ve Fransız taşrasının salonlarında, loca ve kahvehanelerinde konuşulanlar, makineler ve toplum mühendisliği, doğa yasaları ve eğitim gibi konulardır. Her şeyin filozofların istediği gibi gerçekleşmediği muhakkaktır. Eski inançları savunanlar çetin artçı-muharebeler verirlerken, Romantikler kısıtlı da olsa Aydınlanma karşıtı saldırılar düzenlenmeyi başarır. Bunlara rağmen, filozoflar geleceği temsil etmektedir ve Batı’nın Bilim Çağı’na kesin olarak girmesi, onların sayesinde gerçekleşir. Voltaire, Diderot, Ansiklopediciler ve Baron d’Holbach gibi gurbetçiler, yeni bir tür entelektüel sınıf oluşturur. Bu insanlar, teknik ve akademik anlamda filozof olmadıkları gibi, ne bir akademisyen, ne bir uzman, ne bir nedim, ne de birer “efendi”diydi. Kesinlikle fildişi kulesi tipleri değil, Kilise ve üniversitenin yerleşik dünyasına karşı çağrılarını, yeni yeni uyanmaya başlamış olan halka doğrudan duyurmayı seçen edipler, halka-indirmeciler ve propagandacılardı... Ayrıca Marksist anlamda da dar bir sınıf bilincine sahip değillerdi. Bununla beraber, eski rejime saldırılarında, son yüzyılda dünyaya açılan ‘bir şeyler olmaya’ istekli sınıfları desteklemekten geri durmadılar. Okurun, yüzyıllar öncesinden seslenenlerin keyfini çıkarmasını dileriz.

https://www.alfakitap.com/bati-ya-yon-veren-metinler-3-alev-alatli-kitabi-221028-9786057838681-1

Cilt IV : Batı’ya Yön Veren Metinler’in dördüncü ve (şimdilik!) son cildi, on dokuzuncu yüzyıl boyunca liberallerin “bırakınız yapsınlar” sloganında özetlenen politikalarına meydan okuyan bir muhafazakârla başlamaktadır. Ortodoks Hıristiyanlar, Avusturya şansölyesi Prens Metternich, Fransız düşünür Alexis de Tocqueville, İngiliz hukukçu James Fitzjames Stephen gibi ünlü muhafazakârların yanında yer alır. Papa IX. Pius, liberallerin tüm çalışmalarını kınarken, Kardinal Newman liberalizmi, Protestanlığın içini boşaltarak Katolikliğe benzetmekle suçlar. Sosyalistler, liberallere işçi sınıfını istismar ettikleri gerekçesiyle karşıdır; liberal anayasaların kâğıt üzerinde demokratik olmakla birlikte, kapitalist burjuvaziye denetim üstünlüğü veren ortamı yarattığını ileri sürerler.
Ne var ki, yirminci yüzyıl, hiçbirisinin öngöremediği kadar güçlü bir yeni akımla sarsılacaktır: Müsamahasız ırkçılık ve emperyalizm. İngiliz kökenli bir Alman olan Houston Stewart Chamberlain “Ari” diye adlandırdığı muhayyel bir ırkın erdemlerini vazetmekte, İngiliz bilim adamı Kari Pearson, soydaşlarının mükemmeliyetlerini sürdürebilmeleri için Darwin’den mülhem seçici üremeyi desteklemektedir.
Birinci Dünya Savaşı, Fransız filozof Henri Bergson’un “bilgiye sezgisel yaklaşım” adına bilimsel yönteme meydan okuduğu, yurttaşı Georges Sorel’in irrasyonel şiddeti yücelttiği, Friedrich Nietzsche’nin yeni bir yiğitlik ahlakı adına Hıristiyan etiğine saldırdığı, Dostoyevski’nin mucize, gizem ve otoriteye geri dönüş çağrıları yaptığı entelektüel ortamın himayesinde serpilir. 1914’ten itibaren baş veren “entelektüe-kaos,” anti-entelektüel akımları besler. Paul Tillich’in “Endişe Çağı,” Ortega y Gasset’in “Ara Dönem” dediği süreçleri de körükler.
Yeni toplumsal açılımlar olarak takdim edilen komünizm ve faşizm, Batı düşüncesinde yeni savrulmalar getirir. İkinci Dünya Savaşı ve sonuçlarının irrasyonelliğinin derinden etkilediği Oswald Spengler, Arnold Toynbee, Teilhard de Chardin gibi saygın aydınlar eserlerinde sitemlerini dillendirir. 1970’li yıllar, yirminci yüzyılın başından itibaren dünya ve kâinata dair tasavvurlarda sessiz bir devrim gerçekleştiren kuantum fiziği ve çok-değişkenli saçaklı mantığın, fizik laboratuvarlarından taşıp Batı entelijansiyasını yepyeni kavramlarla sarstığı yıllardır. Werner Heisenberg’in Belirsizlik İlkesi’nin, Erwin Schrödinger’in kuantum yasalarına göre hem ölü, hem diri olan ünlü kedisinin yarattığı düşünsel depremin etkilerinin, Sör Isaac Newton’un 1600’lerin ikinci yarısında ortaya koyduğu hareket yasalarından daha az olmadığı düşünüldüğünde, çağdaş dünyanın, adı henüz konulmamış olmakla birlikte, İkinci Aydınlanma Çağı’nı sürmekte olduğunu söylemek kehanet olmasa gerektir

https://www.alfakitap.com/bati-ya-yon-veren-metinler-4-alev-alatli-kitabi-221029-9786057838674-1