Yarım adamın aşkları / Tahir Musa Ceylan ;yayına hazırlayan Ceyhan Usanmaz ; kapak tasarımı Mehmet Öztürk.

By: Ceylan, Tahir Musa, 1956- [author.]Contributor(s): Usanmaz, Ceyhan [editor.] | Öztürk, Mehmet [cover designer.]Material type: TextTextLanguage: Turkish Series: Kanat Kitap | Kanat Kitap ; 91. | Kanat KitapEdebiyat ; 60.İstanbul : Kanat Kitap, 2009©2009 Edition: Birinci baskı: Ekim 2009Description: 122 pages , 20 cmContent type: text Media type: unmediated Carrier type: volumeISBN: 9786054244096 (paperback)Subject(s): Turkish fiction | Turkish literature | Authors, TurkishLOC classification: PL248.C4946 Y37 2009Summary: 'Birbirlerini sevmeye alışabilmek için uzun süre kedileri sevdiler. Dışarıda sokak lambaları yanıyor, iri gövdeli bir ağaç, ışıkları deldiği noktalarda perdesiz eve karaciğer parçaları gibi düşüyordu. Sesleri gür boğazlardan Çingene şarkıları dinlerken, ruhlarındaki yasakları silecek koyu şaraplar içtiler. Sonra yanaklarını birbirine bastırdılar, yüzleri sivrilmiş, saçları karışmış, dudakları birbirine batmıştı. Bir adımla Nehir Selim'e yaslandı, bir adımda Selim Nehir'i taşıdı ve dört ayaklı bir yatak artık ayaklarını kullanmayan adamla kadını sabaha kadar ağırladı.' 'Bu yaşa kadar dünyanın her şeyiyle ilgilenmiş, insanları önemsemiş, öğretileri ezberlemiş, notları kılı kırk yararak vermiş, düzen, erdem ve saygıyı ibadet bilmiş, buna rağmen dünyanın içinde yer alamamış, yarım asrı geçen sürede kimse tarafından adam yerine konmamıştı. İnsanlar ona 'sıfır adam' olarak baktıkça, var olmak için insanların eteğine yapışmıştı. Şimdi ilk defa, bu dünyada kendi gibi oluyor, kendinin olanı da yanında tutuyordu. Geri kalanları ise boşluğa bırakıyordu.'--Back cover.
Item type Current library Shelving location Call number Copy number Status Date due Barcode
Books MEF Üniversitesi Kütüphanesi
Genel Koleksiyon PL 248 .C4946 Y37 2009 (Browse shelf (Opens below)) Available 0008785

'Birbirlerini sevmeye alışabilmek için uzun süre kedileri sevdiler. Dışarıda sokak lambaları yanıyor, iri gövdeli bir ağaç, ışıkları deldiği noktalarda perdesiz eve karaciğer parçaları gibi düşüyordu. Sesleri gür boğazlardan Çingene şarkıları dinlerken, ruhlarındaki yasakları silecek koyu şaraplar içtiler. Sonra yanaklarını birbirine bastırdılar, yüzleri sivrilmiş, saçları karışmış, dudakları birbirine batmıştı. Bir adımla Nehir Selim'e yaslandı, bir adımda Selim Nehir'i taşıdı ve dört ayaklı bir yatak artık ayaklarını kullanmayan adamla kadını sabaha kadar ağırladı.' 'Bu yaşa kadar dünyanın her şeyiyle ilgilenmiş, insanları önemsemiş, öğretileri ezberlemiş, notları kılı kırk yararak vermiş, düzen, erdem ve saygıyı ibadet bilmiş, buna rağmen dünyanın içinde yer alamamış, yarım asrı geçen sürede kimse tarafından adam yerine konmamıştı. İnsanlar ona 'sıfır adam' olarak baktıkça, var olmak için insanların eteğine yapışmıştı. Şimdi ilk defa, bu dünyada kendi gibi oluyor, kendinin olanı da yanında tutuyordu. Geri kalanları ise boşluğa bırakıyordu.'--Back cover.