Bülbülün kırk şarkısı : Peygamber efendimizim hayat hikâyesi / İskender Pala ; kapak tasarımı İsmail Acar ; kapak resmi (Gül) İsmail Acar.
Material type:
Item type | Current library | Shelving location | Call number | Copy number | Status | Date due | Barcode |
---|---|---|---|---|---|---|---|
Books | MEF Üniversitesi Kütüphanesi | Genel Koleksiyon | BP 75.13 .P35 2015 (Browse shelf (Opens below)) | Available | 0008592 |
Browsing MEF Üniversitesi Kütüphanesi shelves, Shelving location: Genel Koleksiyon Close shelf browser (Hides shelf browser)
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
BP 65 .G7 H87 2009 The Islamist : why I became an Islamic fundamentalist, what I saw inside, and why I left / | BP 73 .I44 2015 Kadın oradaydı : vahiy sürecinde kadın rolleri / | BP 75 .W38 2016 Hz. Muhammed Mekke'de / | BP 75.13 .P35 2015 Bülbülün kırk şarkısı : Peygamber efendimizim hayat hikâyesi / | BP 75.27 .U48 2015 Mekânlar ve olaylarıyla Hz. Muhammed'in (SAS) hayatı : Mekke-Medine / | BP 77.6 .W3819 2016 Hz. Muhammed Medine'de / | BP 80 .İ37 İ37 2018 Kaybolan dünyadan nurlu bir sima : Yozgatlı İhsan Efendi / |
Includes bibliographical references (pages 587-589).
Selamlar ki, şeker dudaklıların vuslatı gibi içtendir, elbette onadır. Hasretler ki, âşıkların avazı kadar yanıktır, elbette onadır. Övgüler ki, özlem sözlerince füzûn ve arzular ki sevgililerin saçları misali uzun, ona, hep ona, hep onadır. O ki güldür, o ki sevgilidir, bütün mecburiyetler onadır. Çölde alevlerle küfürler kavururken insanlığı ve bir gün ortasında kızıl kayalara çarparken vahşetlerin tutuşturduğu dalga dalga nefesler, bir melek adını andı onun. Sözcükler henüz yetim, sevgiler hançer sokumlarına mahkûmdu. Goncalardan kan damlıyordu gülistanlara ve çırçır böceklerinin rüya aralığında cinayetler işleniyor; babalar kızlarını toprağa diri diri gömüyordu. Cinnet karargâhına dönen yüreklerde hep aynı boşluk vardı ve masum kelebekler çarmıha geriliyordu, yalnızca masum oldukları için... Zaman öyle bir zaman, mekân öyle bir mekândı... Ebabiller kara yere kararken Ebrehe'nin fillerini, gonca ana rahminde yetim kalıverdi. Kâbe'nin duvarını bir kırlangıç kucaklamıştı oysa, çığlık çığlığa... Ardından bir şair kollarını açıp haykırmıştı: "Yaklaşıyor yaklaşmakta olan!.. Yaklaşıyor yaklaşmakta olan!.. Yaklaşıyor yaklaş..." Avizesi cevzâ, ışığı dolunay idi gecenin... Yaklaşmakta olan, bir gül olup açtı ve yeminler edildi ömrüne. Gül açınca taşırdı insanlığın sevinç ırmaklarını ve dünya ilk kez dünya olduğunu hissetti. Bir bülbül gülün aşkına yanmış, yanmaktan kana boyanmıştı. Anlatıyordu: Zamân o gül gibi gül görmedi zamân olalı Gülün güzelliği dillerde dâsitân olalı Peygamber Efendimizin hayat hikâyesi... İskender Pala'nın güçlü kaleminden...--Back cover.