Ölüm siyaseti : cihatçı "üst-müslümanlar" = Un furieux désir de sacrifice : le surmusulman / Fethi Benslama ; çeviren Orçun Türkay ; editör Melike Işık Durmaz ; dizi kapak tasarımıUtku Lomlu ; kapak Suat Aysu ; uygulama Hüsnü Abbas ; düzelti Ece Ziya.
Material type:
Item type | Current library | Shelving location | Call number | Copy number | Status | Date due | Barcode |
---|---|---|---|---|---|---|---|
Books | MEF Üniversitesi Kütüphanesi | Genel Koleksiyon | BP 175 .B46 2018 (Browse shelf (Opens below)) | Available | 0017983 |
Browsing MEF Üniversitesi Kütüphanesi shelves, Shelving location: Genel Koleksiyon Close shelf browser (Hides shelf browser)
![]() |
![]() |
No cover image available |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
BP 173.7 .P67 2013 Post-Islamism : the changing faces of political Islam / | BP 173.7 .Y35 2018 Bu dinciler o müslümanlara benzemiyor : isim isim... olay olay... / | BP 175 .Ö93 2021 Portakal Ağacı'ndan muhabbetle içimizdeki boşluğa yolculuk / | BP 175 .B46 2018 Ölüm siyaseti : cihatçı "üst-müslümanlar" = Un furieux désir de sacrifice : le surmusulman / | BP 183.3 .B55 M48 2019 Mevlid : değerden ritüele / | BP 185 .A33 2018 Erken dönem Osmanlı ilmiye teşkilatı kaynakları XVI. yüzyıl Osmanlı ulema defterleri / | BP 185.5 .S53 Y35 2005 Şeyhülislamlık : yenileşme döneminde devlet ve din / |
Fethi Benslama, bu ses getiren çalışmasında, radikalleşmeye psikoloji, psikanaliz ve tarihsel analizin verileriyle yaklaşıyor. Ölüm Siyaseti: Cihatçı "Üst-Müslümanlar", gençleri cihat adına ölüme ve öldürmeye sürükleyen süreçleri ele alırken, din-siyaset ilişkisine değinerek, halifeliğin kaldırılmasının yarattığı büyük travmanın ertesinde İslâm'ın bir siyaset ideali olarak dağılışına değiniyor. Yazar, düşman olarak görülen Batı'yla karşılaşmanın yarattığı kırılmayla birlikte, "daha çok" Müslüman olma, bir "Üst-Müslüman" olma yarışının ortaya çıkışını ve sonuçlarını somut örnekler ışığında inceliyor. Benslama'ya göre, küresel cihat çağında artık alçakgönüllü, dünyadan el ayak çekmiş, tevazuyu öğütleyen İslâm değil; kibirli, Müslümanlığını sergilemekten ve dayatmaktan haz duyan, nefret yüklü bir güç gösterisi içinde Allah'ı kendine bağımlı kılıp, onu tekeline alan bir cihatçı özne başrolde ve bu belki de İslâm'ın karşılaştığı en büyük tehlike. "Geleneksel İslâm'da, şehit, ölmeyi arzulamadan ölümü karşısında bulan bir savaşçıdır. Ölümü başka savaşçılarla mücadelesinin doğasında olan bir tehlike olarak kabul eder ama yaşamak ister: Ölürse, fazladan bir ödül alır. İslâmcılığın yeni şehidi içinse, ölüm mücadele sırasında gerçekleşebilecek bir şey değil, mücadelenin ereğidir. Ölmektir zafer.".